A password will be e-mailed to you.

Tasarımcı olmaya nasıl karar verdin? Bir tasarımcı olarak kariyerinden bahseder misin?

Üniversitede Bilgi Yönetimi üzerine eğitim görüyordum ancak gelecekte bu alanda nasıl bir kariyer yapabileceğim konusunda kafamda ciddi soru işaretleri vardı. Mezun olduktan hemen sonra Londra’ya tasarım konusunda kendimle yüzleşmek, biraz da merakımın sınırlarımı görebilmek için gittim. St. Martins’de yeterli olduğunu düşündüğüm bir portfolio hazırladıktan sonra Ankara’da gazete ilanıyla bulduğum küçük bir stüdyoda çalışmaya başladım. Biraz daha tecrübe edindikten sonra İstanbul’da uluslararası reklam ajanslarında sanat yönetmeni olarak devam ettim. Ancak bir süre sonra ajans hayatının bana hiçte iyi gelmediğini anladım. Şu anda Doğan Egmont yayınevinde yaratıcı yönetmen olarak görevimi sürdürüyorum diğer taraftan GMK Yönetim Kurulu Üyesi ve üniversitede yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak çalışıyorum.


Kitap kapağı tasarımına başlarken nasıl bir araştırma süreci gerekiyor? Tasarımını yaptığın kitapların hepsini okuyor musun?

Zamanlaması sıkışık olan projelerde kitabın tamamını okumak mümkün olmuyor. Kitabın içinde seçilen bölümleri okuyorum; bir taraftan görüşebiliyorsam yazarla kitabı hakkında yüz yüze görüşüyorum, yayına hazırlayan editör arkadaşlarımla kitabın içeriği ve görsel dünyası konusunda konuşuyoruz. Kısacası taslakları hazırlamaya başlamadan hemen önce kitabın içeriği ve hedef okuyucu kitlesi hakkında mümkün olduğunca net bir fikir edinmeye çalışıyorum.


Kitap kapağı tasarımı yaparken temel yaklaşımın nedir?

Bir tasarımcı olarak çalışmaya başladığımdan beri kendime ait uluslararası düzeyde, özgün bir dil oluşturmaya çalışıyorum. Kitabın iç sesi konusunda samimi, içeriğine ve okuyucu kitlesine uygun üslupa sahip kapak tasarımları hazırlamak kişisel önceliklerimi oluşturuyor. Temelde mesleğimi bir tür çevirmenlik olarak görüyorum söz ve yazı gibi ifade biçimlerini bazen de bir fikri görsel alana taşımaya çalışıyorum ancak bunu yaparken öznel bakış açımı da hiç kuşku duymadan işlerimin içine katıyorum. Her okumanın yeni bir okuma olduğu gibi her çevirininde doğası gereği yeni bir yazım anlamına geldiğine inanıyorum.


Kapak tasarımlarını yaptığın kitapları ve şimdi kendi kitabını raflarda görmek nasıl hissettiriyor?

Raflarda kendi kitaplarım yerine genelikle diğer yayınevlerinden çıkan kitaplara bakmayı tercih ediyorum. İyi tasarlanmış sağlam işlerle karşılaştığımda kıskanıyor aynı zamanda mutlu oluyorum hatta bazı durumlarda kitabın künyesinden bu tasarımcıların ismini bulup iletişime geçerek tebrik ediyorum. Aynı mesleği yapan insanların birbirlerini motive etmesinin önemli olduğunu düşünüyorum ayrıca kıskançlık dışa vurulduğu zaman negatif bir duygu olmaktan çıkıp yararlı bir şey haline dönüşebiliyor.


Kitap kapağını tasarlarken yazarla diyaloğunuz nasıl gelişiyor. Yazarlar mı sizi, siz mi yazarları yönlendiriyorsunuz?

Elbette kitapların yaratıcı dünyasını kurgulayan esas kişiler yazarlar kitabı tasarlayabilmek için öncelikli olarak onların hayal dünyasını, kitabın kurgusunu anlamam gerekiyor. Sonrasında ise tasarımcı yazar arasında kurulan güven ilişkisi projenin devamı için en önemli konu haline dönüşüyor bu noktada yazı yazmak ve onu görselleştirmenin farklı işler olduğunu kabul etmek gerek bu farkı anlayabilen yazarlarla hazırladığımız projeler her zaman çok daha güçlü bir dile sahip oluyor. 


Yüz kitabı fikri nasıl doğdu?

Türkiye’de daha önce bu türde bir kitap projesi hazırlanmamıştı kısacası örnek alabileceğim benzer bir çalışma yoktu bu yüzden projenin olgunlaşma süreci uzun zaman aldı. 100 kitabı bir araya getirmek için mesleğimde deneyim kazanmam gerekiyordu. Yıllar içinde hazırladığım kapak tasarımlarıyla beraber bu kitabın ne tür niteliklere sahip olması gerektiği konusunda yeterince fikir edindim. Konu bu aşamaya gelince de proje fikrini çalışma arkadaşlarımla paylaştım. Diyebilirim ki “Yüz” ilk kitap kapağımı tasarladığım günden bugüne öğrendiklerimin ve edindiğim birikimin bir tür yol hikayesi oldu.


Kitabı kendi çalıştığın yayınevinden çıkarmak kolay olmamalı. Nasıl ikna ettin? Süreç nasıl gelişti? 

Doğan Kitap için hazırladığım kitap kapaklarını elbette Doğan Kitap logosuyla piyasaya sunmamız en doğrusuydu. Tasarımlarını ben yapmış olsamda yayınevindeki herkesin bu kitapların üretim sürecindeki emeği yadsınamaz kısacası bu kitaplar sadece benim tasarım anlayışımı değil bir yayınevi olarak Doğan Kitap’ın kitap üretimi konusunda tutumunuda tarif ediyor diyebiliriz. Görsel ve tasarım ağırlıklı kitaplar üreten bir yayınevi olmamamıza rağmen konuyu çalışma arkadaşlarımla paylaşınca oldukça olumlu bir tepki aldım zaten "Yüz" kitabının üretimi ve dağıtımı yine bu arkadaşlarımla beraber her zaman olduğu gibi imece usulu yapıldı.


Kitabın limited edition mu? Arşivlik bir kitap olduğunu düşünüyor musunuz?

Evet kitap kısıtlı sayıda ve satın alan kişiye özel numaralandırılmış bir cilt ile basıldı. "Yüz" ileride günümüz görsel tasarım anlayışını ifade eden nitelikli bir örnek, özenle hazırlanmış, değerli bir belge kitap olması amacıyla kurgulandı ve tasarlandı.


Zülfü Livaneli, Hamdi Koç, Yavuz Ekinci, Hakan Günday edebiyat dünyasının önemli isimleriyle çalışmışsınız. Kitabınızda onların da kapak tasarımıyla ilgili sözleri yer alıyor. Tanınmış yazarlarla çalışmanın zorluğu oluyor mu? 

Daha önce beraber çalıştığım Yazar, tasarımcı ve editör arkadaşlarımdan kitap kapaklarının tanımı üzerine metinler istedim Bu kişiler bir tasarım nesnesi olarak kitabın çalışma prensiplerine farklı açılardan tecrübe eden, kullanım potansiyellerine hakim kişiler. Hepsinden çok değerli yazılar geldi bu yazılar kitabımı içerik açısından oldukça zenginleştirdi diye düşünüyorum. Edebiyatımız için önemli isimlerle çalışmanın elbette kendi içinde bazı zorlukları ve sorumlulukları oluyor ancak saydığınız bütün isimler ile beraber geçmişte gayet güzel işler yapma şansım oldu. O yüzden de kitabımın bir parçası oldukları için mutluyum. 


New York Type Directors Club yıllığına kabul edilen, jüri olarak yine bu organizasyonda görev alan ilk Türk tasarımcısı oldun ayrıca Avrupa Tasarım Ödülleri’nde Altın Ödüle layık görülen ve Amerikan Grafik Tasarım Birliği tarafından düzenlenen yılın en iyi 50 kitabı ve kapağı seçkisine kabul edilen yine ilk Türk tasarımcısısın. Sahip olduğun hangi niteliklerin uluslararası düzeyde bu tür öncü başarılara neden olarak görüyorsun?

Temelde bir tasarım eğitimi almadım bu yüzden neyin nasıl yapılması gerektiğini bana gösteren herhangi bir hocam da olmadı severek ve merakla başladığım mesleğim ile ilgili arayışım ne şanslıyım ki kendi sesimi bulmamla sonuçlandı. Üniversitelerden mezun birçok öğrencinin tasarım alanında geliştirdiği basmakalıp refleksler ve ekollerin neden olabildiği zihinsel sınırların hiçbirine bağımlı olmadığımı düşünüyorum. Ayrıca lisans eğitimimi farklı bir alanda yapmış olmam yani bilişim teknolojileri, medya felsefesi ve sosyoloji gibi konularda edindiğim birikim iletişim tasarımı alanında benim için oldukça faydalı oldu. 

Daha fazla yazı yok
2024-05-02 23:03:41