A password will be e-mailed to you.

Türkiye geçtiğimiz günlerde şarkı söylemeyi uzun elektrik kesintileri sırasında öğrenen Kübalı bir kız çocuğunu ağırladı. Konserler için geldiği ziyaretinde bir panelde de konuşan Diana Rosa Cardenas’tan müziğe ve hayata dair öğrenecek çok şey var.

Diana Rosa Cardenas çocukluğunun gecelerini karartan uzun elektrik kesintileri boyunca müzik eğitimi görmemiş müzisyenlerden oluşan ailesiyle şarkılar söyledi. Havana’da küçük bir evde içinde büyükannesi ve büyükbabasının da olduğu bir aile ortamında büyüyen Diana Rosa Cardenas için müzik, önceleri sadece karanlığın getirdiği yoksunluğa dayanmalarını ve olup bitenleri unutmalarını sağlayan bir vakit geçirme aracıydı. O, soğuk-sıcak savaşlardan bir türlü kurtulamayan dünyadaki politik ve sosyo-ekonomik dengelerin radikal bir biçimde değiştiği 1990’lı yıllarda Küba’da doğan onlarca çocuktan biriydi. Bu dönemde Küba’nın içine düşürüldüğü yalnızlık paralelinde yüz yüze geldiği çeşit çeşit yoksunluklarla birlikte yaşadığı enerji yoksunluğuna bağlı olarak ortaya çıkan elektrik kesintisi dolayısıyla çalışmayan soğutucuların içinde bozulan yiyecekler yüzünden hem çocuklar hem de büyükler açlık çekti. 

Küba’nın çocuklara kaynakları az tüketmeyi ve eşit bölüşmeyi öğreten güçlü eğitim sistemine dahil olmanın yanı sıra okulda öğrendiklerini gündelik hayatta da gözlemleyen tüm çocuklar gibi Diana Rosa Cardenas da yoksunluklar yüzünden yılmadı. Elektrik kesildiğinde ailece şarkı söyledikleri için karanlığı müzikle değiştirebileceklerini, elektrik geldiğinde komşuları şarkı söylemeye devam etmelerini istediği için de yoklukların içinde yılmadan üretenlerin seslerinin yok olmayacağını öğrendi. Günlerden bir gün büyükannesi televizyonda lirik müzikle ilgili eğitim veren bir okuldan söz edildiğini duydu ve torununu bu okula götürmeye karar verdi. Ön elemeyi geçtiğinda  Diana Rosa Cardenas’ın konservatuvara uzanan yolu da açılmış oldu. Escuala de Canto del Teatro Linco Nacional de Cuba’da şan eğitimini tamamlayarak yüksek lisans eğitimi için İtalya’ya gitti. Yüksek lisans tez konusu olarak da Küba’da İspanya, Afrika ve Küba kültürünün etkileşimi ile varlık bulmuş olan müziği seçti. Her şey gibi sanatı da toplumun hizmetinde gören bir ülkeden gelmiş bir müzisyen olarak tüketim toplumunun ışıltılı sahne gerçeğiyle karşılaşmak onu biraz  zorlasa da, Diana Rosa Cardenas’ın Küba’daki disiplinli eğitime dayalı temeli ve içinde yaşadığı coğrafyanın çok katmanlı müziğine dayalı çalışması bu eğitimin başarıyla sonuçlanmasını sağladı. Tüketim gerçeğinin Küba’dan getirdiği müziğin sahip olduğu duyarlılığı zedelememesi, özgünlüğünü yıpratmaması için çalışırken onca yoksulluğun içinde insanların eğitim, barınma, sağlık, ulaşım, gelir dağılımı gibi alanlarda eşit oldukları için kendilerini mutlu hissetmelerinin ötesinde sahip oldukları kültür ve paylaştıkları alternatif dünya deneyimine gerçek bir aidiyet hissettikleri bir ülkeden gelmenin gücünü arkasına aldı.

Diana Rosa Cardenas, Türkiye’de çeşitli kentlerle birlikte İzmir’de de konser verdi. Jose Marti Küba Dostluk Derneği ve İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından konuk edilen Diana Rosa Cardenas, piyanist-besteci ve Yürüyen Merdiven grubunun da bir üyesi olan Yiğit Özatalay ile birlikte Ahmet Adnan Saygun Kültür Merkezi’nde sahne aldı. İkilinin diğer konserleri gibi bu konserleri de, farklı coğrafyaların lirik müzik kapsamındaki kültürel üretimlerinin bütünleştiği bir performans olarak gerçekleşti. Konserde Antonin Dvorak, Sergey Rahmaninov, Carlos Puebla, Sixto Rodriguez gibi bestecilerin eserlerinin  yanı sıra Ernesto Lecuona’nın bestesi olan ve Küba müziğinde önemli bir yeri olan Siboney ile Yiğit Özatalay’ın bestesi olan Kırmızı Paltolu Kız da seslendirildi.

Diana Rosa Cardenas ve Yiğit Özatalay, ayrıca Jose Marti ve Küba Dostluk Derneği tarafından Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Sosyalizmde Sanat, Mücadele’de Sanat” başlıklı panelde kendi öznel hikâyelerini anlatmanın yanı sıra  müziğin farklı sosyo-ekonomik düzenlerde nasıl konumlandığı konusunu Küba deneyimine referans vererek irdelediler. 

Diana Rosa Cardenas konuşmasında “Müzik bizim kurtarıcımızdır” dedi. Sanatçının  Amerika kıtası, Karayip Adaları, Afrika, İspanya ve Küba kültürlerinin doğal-yerel hayat formlarından köleliğe, koloniyal geçmişten devrime, soğuk-sıcak savaşlardan küreselleşme baskısına çeşitlenen gerilimlerin yaşandığı bir coğrafyada gerçekleşen etkileşiminin yarattığı müziği, gerçekten de bir kurtarıcı. Yalnızca dünyanın öteki ucundaki bir adada yaşayan insanların eşitlik ve adalet temelli bir dünyada yaşamayı istedikleri için içine düşürüldükleri yalnızlık ve yoksulluğa dayalı  yılgınlıktan kurtulmalarını değil başka yerlerde yaşayanların  biricik sanatın dünyanın ekonomik açıdan güçlü merkezlerinde oluştuğu yanılsamasından kurtulmalarını da sağlayabilecek bir  kurtarıcı o.

Daha fazla yazı yok
2024-05-12 08:53:32