A password will be e-mailed to you.

Müzik serüvenine trash metal ile başlayıp deneyselin ve performans art’ın sınırlarına varan bir mecraya dek erişmiş bir grup olan Nekropsi’nin son çalışması http://nekropsi.bandcamp.com’da.

 

 

Nekropsi, 2012’de Seattle’lı müzisyen ve yapımcı Randall Dunn ile MİAM’da bir EP kaydetmişti. Bir yıl boyunca sürecek ve Aylık Nekropsi adını taşıyan bu çalışmanın ilk ürünü Aralık ise yılbaşından önce yayınlanmıştı. İkinci çalışma ise 2 Şubat’taki İKSV Salon konserinden hemen önce http://nekropsi.bandcamp.com adresinden sevenleriyle buluştu. Bu konsere muhakkak gidilmesi lazımdı…

Ramones’in blitzkrieg diye adlandırdığı saldırı halindeki enerjik patlamalı bölümler, ezgisel bölümler ve oldukça minimal yapılar, ritimsel zenginlikler, Nekropsi işte! dedirten düzenlemelerle karşılaşmak için soluğu Şişhane yokuşunun bitiminde aldık. Gişedeki görevlinin sadece üç bilet var ve daha çok kişi bekliyor endişesini pekiştirecek bir izleyici yoğunluğu vardı. 

Sesler ufkumuza bir molotof kokteyli atan Mi Kubbesi‘ni 1995’te yayınlayan ve aynı yıl Roxy Müzik Günleri’nde en iyi avangard grup seçilen Nekropsi, ikinci albümleri 10 Yılda Bir Çıkar‘ı 2005’te, son albümleri ise Nekropsi 98‘i, 2010’da çıkardı. 90’ların sonunda Zen, Replikas gibi onlar da yepyeni bir avangard duruşun havariliğini yapmaya başlamıştı. Ankara’da Elma konserinde ilk sahneyi alan ve sahneyi Replikas’la paylaşan grubun gücünü hala hissediyorum. Çok erkencilerdi, yeni yeni anlaşılıyorlar ve hak ettikleri değeri ne yazık bence hala almıyorlar. 

İlk albümlerinden bu yana Nekropsi sıkı takipçilerine hep doyurucu bir ses şöleni sunmaya devam ediyor.  2 Şubat gecesi İKSV Salon sahnesinde de değişen bir şey olmadı. Virtüözlük ustaca kurgulanmadığında yavan bir sirk gösterisidir. Pek çok rock grubu bu kuyuya düşer. Nekropsi onlardan hiç olmadı… 

Nekropsi dinlemek saf tutmak gibidir; onlarında çokça yararlandığı stat kültürü, politik holiganlık, Türkiye’de 30’lar sonrasının ortak bilinçaltı’sı, totalitarizmin koyu gölgesi, İKSV konseri sırasında grubun kullandığı afiş estetiğinde yine kendini gösteriyordu. 

Nekropsi’nin adını Replikas, Zen gibi doğaçlama ve Türk müziğinin motiflerinden yararlanan İstanbul’daki 1990 sonu ilk öncü deneysel rock kervanına katabiliriz. 

Grup, İKSV’de onları sabırsızlıkla bekleyen seyircileri Musorgski’nin Bir Sergiden Tablolar’‘ı ile karşıladı. Bu parçanın kullanımı, sahne üstünde izleyenleri ufuk çizgisi ve deniz dalgaları altında bırakan bir video art çalışması sunulması, onların görsel sanatlara da el değdiren yaklaşımlarının altını çiziyordu. 

Nekropsi hemen tüm konserde gitarın telli olanakları yanında, kullandıkları prosesörlerle sağladıkları synth seslerini de yaptıkları müziğe dahil etti. Konserde ilk iki parçanın performansında bu yeni kompozisyon anlayışlarının ürünü, ışıklı, tekrarla dayanan minimal yaklaşımlarını gözlemlemek mümkündü.  

Sahneye yinelenen bir ezginin sonrası çıkan grup, ilkin çok basit bir davul-bas kombinasyonu ile çalmaya başladı. Sadece gitarların e-bow yardımı ile yaylı veya synth orga dönüştüğü bu parçada, minimal olana, süzülmüş ve rafine olmuşa bir selam duruş gibiydi.

İkinci parça olarak çaldıkları 4/4 kaydı dört ayrı noktada yapılıp mikslenmiş yeni sayılacak bir Nekropsi şarkısı; grubun in situ, yani yerinde, mekanla birleşen işlerine iyi bir örnek oluşturuyordu. 

Nekropsi’nin minimalden maksimale izlenmesi baş dönme hali yaratan müziği, Knocking On Heaven’s Door’u sıkıştırdıkları bir bestelerinde “Knock! Knock!” halini almış, pastiş ve pseudo-cover yaklaşımın çağdaşlığı grubun düzenleme ve yaratma gücüne hayran bıraktı. Kapısını çaldıkları rock ve Türkiye’deki ses geleneği, Nekropsi grubunun virtüözlüğü içinde oyuncaklı bir hal aldı. 

Yetkinliğe değil, performansın içindeki yaratım fikri ve saf duyguya işaret eden, rock müziğin aynı sıkıcı temcit pilavına değil daima yeniliğe yönelen, imbikten süzülmüş, süzüldükçe lezzeti artmış müziklere doymak mümkün değildi. Hatta İKSV’nin insanı buz gibi donduran havalandırma sistemine rağmen beden bilinci gelişmemiş şuursuz izleyiciler olarak Nekropsi’nin iz sürücüsü olmaya devam etmek niyetindeyiz, çünkü onlar bizi hep keşfedilmemişin coğrafyasına götürüyor…

Daha fazla yazı yok
2024-05-14 14:53:06