A password will be e-mailed to you.

Christopher Rothko, babasının karmaşık geçmişiyle ilgilenmek ve sanatı üzerine dersler vermek amacıyla, klinik psikolog görevini bir tarafa bıraktı. Ve on yıldan uzun bir süredir, sanat dünyasında tam zamanlı olarak yer alıyor. Babasının resimleri üzerine ve resimlerinin izleyiciler üzerinde yarattığı hala-huzur kaçıran etkisi üzerine yazdığı eleştirel makalelerden oluşan ve Yale Üniveritesi Yayınları’ndan çıkan ‘Mark Rathko: İçten Dışa’ adlı ilk derlemesini yayınladı. Randy Kennedy, kitabı üzerine oğul Rothko’yla görüştü ve yazdı. Billur C. Yılmazyiğit, Mark Rothko: ‘İçten Dışa’da Oğul Babaya Dair  başlıklı bu yazıyı çevirdi.

 

Mark Rothko’nun oğlu. Christopher Rothko, oğlu 6 yaşındayken intihar eden babası ressam Mark Rothko’ya pek benzemiyor. Baba topluca, gerdanlı, kel kafalı, hayatın yorgunu biriydi (en azından ün kazanan portrelerinde).

Şimdi 52 yaşında olan oğulsa, ince uzun, saçları henüz ağarmaya başlamış, her an gülümsemeye hazır biri.

Ancak, geçenlerde Times Square restoranındaki bir buluşma öncesinde yolladığı e-postada kendisini, görünce tanınması kolay biri olarak tanımlıyor, çünkü ‘genelde şekerleme (veya iki şekerleme) yapmış da uyanmış biri gibi görünürüm’ diyor.

Ve geldiğinde görüyoruz ki, dikkat çekici bir biçimde, bir keresinde şair Stanley Kunitz’in ‘saygı uyandırıcı ve özenle parlayan’ diye ifade ettiği babasının gözlerini anımsatan yumuşacık gözlerinden gerçekten uykusuzluk akıyor.

Christopher Rothko, babasının karmaşık geçmişiyle ilgilenmek ve sanatı üzerine dersler vermek amacıyla, klinik psikolog görevini bir tarafa bıraktı. Ve on yıldan uzun bir süredir, sanat dünyasında tam zamanlı olarak yer alıyor. Babasının resimleri üzerine ve resimlerinin izleyiciler üzerinde yarattığı hala-huzur kaçıran etkisi üzerine yazdığı eleştirel makalelerden oluşan ve Yale Üniveritesi Yayınları’ndan çıkan ‘Mark Rathko: İçten Dışa’ adlı ilk derlemesini yayınladı.

Rothko başlangıçta, birkaç kez kitabının, “Red” (2010), Tony Ödülü’nü kazanan oyun tarafından veya Rothko resimlerinin son yıllara ulaştığı astronomik pazar değeriyle (1961 tarihli bir resmi, 2012 yılında yapılan bir açık artırmada yaklaşık 87 milyon Amerikan Doları’na satıldı) etkilenerek gelen okuyucular için olmadığını ifade ediyor.

Babası öldüğünde çok küçük olduğu için Rothko şöyle yazıyor:

“Sanat üzerine düşündüğümde geniş çaplı bir özel ilişkiler ağı kaynağına sahip değilim.Ve 6 yaşın, kesinlikle sırları ifşa edecek şekilde yazmamı sağlayacak bir konumu yok. Dolayısıyla babamın kişisel hayatıyla ilgili çok sayıda gizli bilginin açığa çıkmasının peşinde olanlar hayal kırıklığına uğrayacaklar”.

Ancak babasının eserleriyle otuz yıl boyunca yakından ilgilendikten ve kendi ifadesiyle, dünya çapındaki müzelerde ‘Rothko gemisinin pruvasında defalarca’ şampanya şişesi kırdıktan sonra, “Rothko, halkın, bu resimlere dair düşüncesiyle, çoğu kere bir mite dönüşen babasının hayatına dair düşüncesini birbirinden ayırmak üzere, adım atmaya hazır” olduğunu söylüyor:

“İnsanlar onunla ilgili çabuk öfkelenen, soyut dışavurumcu hareketin dev, görkemli bir ‘en güçlü ve en başarılı erkek’ imgesine sahipler,” diyor.

1970 yılında, Rothko’nun intiharı nedeniyle, putlaştırılmış bir özen ve kimi zaman öfkeli renkler içeren resimlerine, varoluşsal karanlık ve önsezi ifadeleri gibi yorumlar eklendi.

“Hayatının son iki yılında, moralinin hayli bozuk olduğunu kimsenin inkar etmeyeceğini düşünüyorum, sağlığı kötüye gidiyordu ama, o yıllarda çok sayıda resim yaptı ve en az iki yeni konuda denemeler yapıyordu” diyor oğul Rothko ve ekliyor:

“Resim yapma eylemi, basitçe, umut verici bir eylemdir.”

Kitabında yer alan, babasının dikdörtgeni yoğun olarak kullanması gibi genel ve Mozart’a olan tutkusu gibi özel başlıkları içeren 18 makalesi boyunca oğul Rothko’nun tekrarladığı şey, babasının, sessiz, felsefi ve en Pollockvari olmayan bir tarzla resim yaptığı…

“Özellikle de her zaman tek başına resim yaptı. Her zaman…”

Ve resimleri erkeksi ve saldırgan olmaktan uzaktı. Estetik olarak kırılgandı ve bu, genel kurallar ve pazar tarafından kutsal bir yere konulmasına rağmen, böyleydi.

“Anlayışsızlıkla yaklaşıldığı veya sunulduğu zaman, kolaylıkla ilişkisiz hale gelmesi fazlasıyla önemsizleşir, en azından, üzerimizde bıraktığı ilk intiba güçlü olmayabilir”’diye yazıyor Rothko.

Ancak, Rothko’nun beklediği algıyla bakıldığında, son derece güçlü bir insancıllık ve fazlasıyla bireysellik içeren babasının resimleri, resim sanatı açısından bakıldığında, kimileri tarafından hala elit, neredeyse popülist olarak görülen tuhaf bir yol izleyerek “ilkel, sözel öncesi bir iletişim’i başarırlar”, diye de açıklıyor Rothko.

1954 yılında Rothko, meslektaşı soyut dışavurumcu Ethel K. Schwabacher ‘e, ülkenin her yerindeki yollar boyunca küçük kiliseler kurma düşünden söz eder:

Yalnız yolcular kiliseye gelecek ve resimleriyle tek tek iletişime gireceklerdi; otelle ana yol arasında bir yerde, bir tür yüceliği olan bir dinlenme yeriydi bu.

Rothko, ve babası öldüğünde 19 yaşında olan ablası Kate Rothko Prizel, 1970’lerdeki çirkin, ve fazlasıyla ortalıkta yaşanan bir mücadeleden sonra, Rothko adını canlı tuttu.

Devleti aldatmakla suçladıkları Rothko’nun mirasçılarına ve Malborough Galerisi’ne karşı bu mücadeleyi kazandılar. (Anneleri, Mell olarak da bilinen Mary Alice Beistle, 1945 yılında Rothko’yla evlenmişti ve kocasının intiharından altı ay sonra öldü).

Dava, yüzlerce resmin devlete aktarılması, 9 milyon dolarlık bir ceza ve mirasçılara ve galeriye karşı zararın tazminiyle sonuçlandı.

ABD’nde ve yurtdışındaki müzelerde bulunan 1000’den fazla Rothko eserinin dağıtımını üstlenen Rothko Vakfı, yeniden yapılandırıldı. “Adsız” (1969). 2015 Kate Rothko Prizel ve Christopher Rothko Washington’da yaşayan bir patolog olan Dr. Prizel, öncelikle, babasının eserlerini sergileyen, inceleyen ve koruyanların yönelttiği sorularla, yıllar boyunca uğraşmanın sorumluluğunu taşıdı.

Ancak daha çok Ohio’daki dayısı ve yengesinin yanında büyüyen ve daha sonra psikolog olarak çalışmak üzere Ann Arbor, Michigan’a yerleşen kardeşi, giderek daha fazla sorumluluk yüklenmeye başladı.

1999 yılında, hastalarını bıraktı ve Rothko Vakfı’nın işleriyle ilgilenmeye başladı.

Söyleşi sırasında, “Bana ve kocama bu yönde ilerleyeceğini söylediğinde, biraz şaşırdık ve açıkcası onun için biraz endişelendik” diyor Dr. Prizel ve ekliyor:

“Ancak yaptığı işlerden biri de babamızla yeni bir ilişki kurmak oldu.”

Dr. Prizel, ve eşi ve üç çocuğuyla birlikte Upper West Side’da yaşayan kardeşi Rothko, kendi evlerinde yaşıyorlar ve aralarında dönüşümlü olarak gidip gelen babalarının eserleriyle iletişim içindeler.

Eserlerin büyük bir kısmı, kurumlara verilmiş durumda ve bunlar, Rothko’nun, tümüyle soyut bir ressam olmadan önceki 20 yıl boyunca yaptığı daha az bilinen figüratif eserlerinin çoğunu içeriyor. Rothko, ultra zengin koleksiyoncuların aşırı yüksek fiyatlar ödediğini, öte yandan bunun, Rothko’nun eserlerinin önemini doğruladığını söylüyor.

Ancak bu, Rothko’nun temel eserlerinin özel sahiplerinin, halka açık sergilere resim ödünç verme konusunda çekimser davranmalarına neden oluyor.

“Sert bir biçimde oyun alanını değiştiriyor gerçekten, ve bunun halkın yararına olmadığını düşünüyorum” diyor Rothko.

Ayrıca bilimsel ama herkesin anlayabileceği bir dili olan ve daha çok deneyimsiz izleyicinin (kısmen, belki de terapist olarak çalıştığı günlerden kalma bir vurgu) bakış açısıyla yazdığı kitabının, reklam ve dolarların ötesinde, halkın Rothko’ya gösterdiği sürekli ilgiyi temsil edeceğini umduğunu söylüyor:

“Babam kendisini bir devrimci olarak görmedi, kendisini, şimdi bizimle ilişkiye giren resim geleneğini zamanımıza taşıyan biri olarak gördü ve sanırım, hala ona gereksinim duyan bir zamanda yaşıyoruz.”

Yazının orjinali için: http://www.nytimes.com/2015/12/12/arts/design/in-mark-rothko-from-the-inside-out-a-son-writes-about-his-father.html?partner=rss&emc=rss&smid=tw-nytimesarts&smtyp=cur&_r=1

Daha fazla yazı yok
2024-05-04 02:54:40