A password will be e-mailed to you.

İstanbul Modern,  Levent Çalıkoğlu ve Çelenk Bafra küratörlüğünde Liman başlıklı ve konulu sergisinde, limana dair iş üreten çağdaş, modern ve hatta premodern sanatçıları biraraya getiriyor. Sergide Ömer Uluç’un denize dair (Denizaltı ve Kuş-1987, İki Gemi-1983, İki Gemi-1982) ve 1990’lardan bir resmi (Denizaltı ve Savaş Gemisi-1997) resmi bulunuyor.

Ömer Uluç, İstanbul, Boğaz, kimi zaman içinden kimi zaman karşısına geçtiği manzara üzerine düşünmüş, bunlardan etkilenerek ilginç arayışlarla dolu işler üretmiş bir sanatçı. Biz Liman sergisinden aldığımız ilhamla Ömer Uluç’un 2007 yılında gerçek bir şehir hatları vapurunda Erdal Matraş‘ın desteğiyle gerçekleştirdiği Vapurların Seyri sergisini hatırladık.

Vapurların Seyri sergisini, Uluç, birkaç bölümde kurgulamış, ilk katı Yeraltı Dünyası olarak tasarlamıştı. Bu alan için ana güvertenin arka salonundaki 180 metrekarelik bölüm ayrıldı.  Mekan, siyah vinil bir perde ile loş bırakıldı. Bu perdenin üzerinde Uluç’un özel olarak seçtiği desenler, üç boyutlular ve resimler monokramlaştırılmış dijital diziler olarak yer aldı. Ayrıca ortada yaklaşık altışar metrekarelik iki polyester havuz içerisindeki deniz suyu, serginin yapıldığı mekânı ziyaretçilere hatırlatıyordu. Su içinde kauçuk cinler ve iblisler ışık efektleriyle boyutlandırılmış ve kinetik olarak hareket ediyorlardı.

 Ömer Uluç’un “üzerine yürüyen şeyler”i anlattığı gemi, tanker, İstanbul ve Boğaz üzerine sözlerini, gerçek bir şehir hatları vapurunu nice canlı ve sabit yaratığıyla doldurduğu işlerini, sizinle paylaşmak istiyoruz.

Vapurların Seyri sergisine Haliç tersanesinde çalışan Uluç’un üretim anlarının da en az vapur sergisi yerleştirmesi kadar heyecan verici bulduğumuzu ekleyerek….

Erdal Matraş ve Ömer Uluç, 2007.

“İstanbul bir deniz şehri ama onun bir de Haliç, Boğaz ve Sarayburnu tarafından çizilmiş bir içdenizi var. İstanbul’un 2 bin 500 yıllık tarihi burada geçiyor. Burada ne darbeler, savaşlar, entrikalar, hikâyeler var aslında. Dünya tarihinin bir özeti gibi.”

Radikal, 9 eylül, 2007  Cem Erciyes’le konuşma

Ömer Uluç ve Lucy. Haliç tersanesi, 2007.

 

“Şimdi gemilerin boğazdan geçiş olayını alalım: Ben yıllardır bunu görüyorum. Çok değişik renkte geçiyorlar. Çok etkileyici. Bu mizansenden etkilenmemeye olanak yok ama benim resmim yalnızca o mizansen üstüne kurulmuyor.”

Eleştiri Dergisi, Mart 1983, Adnan Benk, Cevat Çapan, Sezer Tansu, Önay Sözer’le konuşma

Haliç Tersanesi, 2007

“…aslında biliyor musun kendini gizleyen bir adamım. Söz gelimi uzaklara bakarken yanımda hep bir denizaltı görürüm, kapkara, ya da koyu renkli. (Açık renklisi yok zaten!)”

Ece Ayhan’la İki Kedinin Konuşması

 

“Kargalar, denizaltılar, tankerler oradalar, İstanbul’un orta yerinde, kentin ortasından bir koridor gibi geçiyorlar, su üstünde. Onları görmemek zor değil diyeceksin. Doğru, ama ben ancak yeni yeni onları resmime katabildim. Büyük kentlerin gürültüsünde gerçeklikle nasıl ilişki kurulabilir? Bu gerçekliğin yumuşak bölgelerini ve bir dili bulmak gerek.” 

Art Press, Nisan 1987 Jacques Henric’le konuşma

 

Vapurların Seyri sergisi gece görünüm, fotoğraflar: Tolga Özgal

Yeraltı Dünyası ilk katımız olacak. Bunun için ana güvertenin arka salonundaki 180 metrekarelik alan seçildi. Sanki yeraltı dünyasındaymışız gibi mekân loş olacak. Bunun için siyah vinil bir perde ile salon kapatılacak. Bu perdenin üzerinde seçtiğim desenler, üç boyutlular ve resimler monokramlaştırılmış dijital diziler olarak yer alacak. Ayrıca ortada yaklaşık altışar metrekarelik iki polyester havuz içerisindeki deniz suyu, serginin yapıldığı mekânı ziyaretçilere hatırla- tacak. Su içinde de kauçuk cinler ve iblisler görülecek. Bunlar ışık efektleriyle boyutlandırılacak.”

Vapurların Seyri sergisiyle ilgili Deniz İnceoğlu’yla konuşma, Cumhuriyet Pazar, Hürriyet Keyif, 12 Ağustos 

 

“Üstüme yürüyen şeyleri resmediyorum daha çok, yinelenen ve bir kaostan sıyrılan nesneleri; şu veya bu şekilde onları bir düzene sokuyorum.
Kuşlar, su, denizaltılar, tankerler, bir tank, taştan aslanlar… : Bunlar aktüaliteden sızan konular, batıl inançlardan veya antropolojiden elemanlar; kimi zaman da takıntıların karşılıkları. Gündelik kayıplar karşısında bireysel savunmamı oluşturuyor, başkalarıyla paylaşacağım bir şeyler sağlıyorlar bana.”
Art Press, Nisan 1987 Jacques Henric’le konuşma

Kaynakça: Umut Burnundan Dolaşarak kitabı, Sanatatak Yayınları, 2014.

Yazı kapak görseli: İki Gemi, 1982, Lucette ve Mustafa Taviloğlu Koleksiyonu.

28 Haziran’a kadar sürecek Liman sergisinde sergilenen Denizaltı ve Savaş Gemisi, 1997, Öner Kocabeyoğlu Koleksiyonu.

 

 

 

Daha fazla yazı yok
2024-05-14 22:02:00