A password will be e-mailed to you.

 

Kültür sanat dünyasından gazeteci, yazar, koleksiyoner, sanat kurumu yöneticisi, eleştirmen ve akademisyenlere 2021 yılında en beğendikleri sergiyi sorduk.

 

Başak Senova -Küratör

“Salt Beyoğlu’ndaki İpek Duben, Ten, Beden, Ben Sergisi, kurulumundaki titizliğiyle beni çok heyecanlandırdı”

Çünkü böylesine kapsamlı bir sergi ile Duben’in çok kritik dönemlerde ürettiği araştırmaya ve sürece dayalı işlerindeki tutarlı eleştirel duruşu ve yıllar içinde geliştirdiği kendine özgü görsel bir dili okumak mümkün. Serginin sanatçının Vasıf Kortun , Amira Akbıyıkoğlu, Farah Aksoy, ve Sezin Romi ile yürüttüğü çok özenli bir çalışma sonucunda çıktığını serginin kurulumundan, titizlikle sunulan işlerden ve ufak detaylardan okumak mümkün. Bu işlerin bir kısmını çalışmış ve daha önce farklı bağlam ve sergilerde ele almıştım. Beni gerçek anlamda geçmişe dair bir yolculuğa sürükledi ve epey heyecanlandırdı.

Başak Şenova, Küratör

Sedef İyibar – TV programcısı

“Pinault koleksiyonu sergisi aklımdan çıkmıyor”

Paris de “Bourse de Commerce “ içinde Pinault koleksiyonu sergisi. Uzun bir kuyrukta bekleyerek gezdim Serginin kendisinden çok binanın güzelliğiyle büyülendim. Hiç aklımdan çıkmıyor.

 

Şebnem Kırmacı- Art Dog Kurucusu

“İpek Duben’in Salt Beyoğlu’ndaki sergisi çok kapsamlı ve üzerinde düşünülmüş bir sergiydi”

Derli toplu bir sergi olduğu için beğendim. 40 yıllık üretiminde kafa yorduğu meselelerin bazıları hala güncel ve hatta gündem olduğu için. Güzelce kafa yorulmuş, kavram karmaşası olmadan bir araya getirilmiş bir sergi. Düşündürüyor. İz bırakan cinsten.

İpek Duben’in Salt Beyoğlu Sergisi, Ten Beden Ben’den

 

Uygar Taylan-  Sanat Gazetecisi

“Ahmet Rüstem Ekici’nin çevrimiçi sergisi Sauna, beden ve mimariye dair ilişkileri analiz edişiyle beni etkiledi”

Bu yıl en çok etkilendiğim sergilerin başında Ahmet Rüstem Ekici’nin çevrimiçi sergisi ‘Sauna’ oldu. Sanatçının yarattığı atmosferi ses efektleri ve 3D görselleri ile deneyimlerken gezindiğiniz odalarda on beş sanatçının bir araya geldiği bir sergi ile karşılaşıyorsunuz. Aslında bir yerde sergi içinde sergi gibi düşünebilir. 21 farklı mekandan oluşan ‘Sauna’ beden ve mimariye dair ilişkileri analiz ediyor. Metaverse gibi hızla yolan alan teknolojik atılımların yaşandığı günümüzde hem özgürlük hem de ulaşılabilirlik adına bu tip (dijital) çevrimiçi sergileri çok yerinde ve başarılı buluyorum. Ahmet Rüstem Ekici, son yıllarda ismini sıkça duymaya başladığımız yaratıcı sanatçılardan biri. Bunların erken dönem işleri olduğunu varsayıp yakın gelecekte çok daha beklenmedik işlerle bizleri şaşırtacağını düşünüyorum.

Ahmet Rüstem Ekici, Peştemaller, 2019

Selman Akıl – Sanat Yazarı

“Emre Hüner’in [ELEKTROİZOLASYON]: Bilinmeyen Parametre Kayıt-Dışı başlıklı kişisel sergisi en iyisiydi”

Bence yılın en iyi sergisi Aslı Seven küratörlüğünde Emre Hüner’in Elektroizolasyon sergisiydi. Küratör ve sanatçı mükemmel bir uyum içinde sergiyi üretmişler. Serginin bir bütün olarak kendini sunuş biçimi çok katmanlı anlatısında bir ok kapı, hat ve boyutla uzanıp, yayılıp, evrilip anlamları sergi alanın ötesine taşırırken bütünlük pürüzsüz bir kurulumla sergiyi özgün bir ifade ile kendini ulaştırdığı bir evreni mümkün kılmış.

 

İnci Aksoy- EKAV Vakfı ARTv kurucusu

“Pinault koleksiyonu sergisi benim için unutulmaz”

Paris’te gezdiğim beni en etkileyen bu yılın sergisi 16. yüzyılda inşa edildikten sonra günümüze kadar birçok amaçla kullanılan ve bugün Pritzker Mimarlık Ödüllü Japon mimar Tadao Ando’nun tasarımıyla renove edilen görkemli Ticaret Borsası (Bourse de Commerce) binasındaki koleksiyoner François Pinault’nun  40 yıldır topladığı eserlere ev sahipliği yapan Açılış (Ouverture) adlı sergi. Pinault’nun 1960’lardan günümüze kadar topladığı birçok çeşitteki eserlerden oluşan koleksiyonu muhteşem binanın etkisiyle benim için unutulmaz bir sergi oldu. Dünyanın kültür merkezi olan Paris’in içinde, yeni bir kültürel merkezi olması bakımından da çok önemli.

Ferhat Özgür

Ferhat Özgür- Sanatçı

“Senkron: Eş Zamanlı Video Sergileri 2021’in en önemli etkinliğiydi”

Türkiye genelinde birçok sanat mekânının eş zamanlı düzenlediği sergi ve etkinliklerle Türkiye’de bir ilk olması, 8 şehir 49 Katılımcı 62 etkinlikle Türkiye’de video sanatını geniş kitlelere sevdirmesi, dayanışma ruhunu tetiklemesi ve bu medyuma yönelik ilgi ve algıyı güçlendirerek gelecek yıllar için de devamlılık sözü vermesi bağlamında 2021’in bence en önemli etkinliğiydi.

 

İbrahim Cansızoğlu – Sanat Yazarı

“Emre Hüner’in sergisi, alışılmadık kurgusuyla yıl içinde gördüğüm en özenli solo sonumdu”

Emre Hüner’in [Elektroizolasyon]: Bilinmeyen Parametre Kayıt-dışı başlıklı sergisi, sanatçının yıllara yayılan araştırma sürecini aktarmaktaki başarısı ve alışılmadık kurgusuyla geçtiğimiz yılın en özenli solo sunumuydu. Sergideki maksimalist estetiğin, içinde yaşadığımız aşırılıklar çağının yarattığı keşmekeşi ustalıkla anlattığını düşünüyorum.

Ayşegül Sönmez- Sanatatak kurucusu

“Zilberman’daki Yaşam Şaşmazer ve Pera Müzesi’ndeki Etel Adnan’ın İmkansız Eve Dönüş’ü”

Yaşam Şaşmazer’in Ya Da sergisinden çok etkilendim.
Şaşmazer’in cesaretinden,  felsefi arayışını her anlamda plastik ve kavramsal olarak gerçekleştirmesinden… Etel Adnan’ın Pera Müzesi’ndeki solosu da pandemi gölgesindeki bana çok şey ifade etti. Pandemi nereye ait olduğumuzu sorgulamamızı sağladı. Bedenimizin dışında da olabilirliğimizi…  Sergiden öğrendiğim şu da var:
Etel Adnan’a ünlü küratör Hans Ulrich Obrist soruyor.
Bugüne kadar gerçekleştiremediği projesini.
Bunu hep yapıyor Obrist.
Söyleşi yaptığı sanatçılara bugüne kadar gerçekleştiremediği projelerini soruyor.
Adnan, ne bir kentte yapmak istediği solodan dem vuruyor ne bir kamusal alan projesinden…
Obrist’e bir çizim yolluyor. Bir ev çizimi. Çizime eşlik eden notlarından evin pencereleri olmadığı onun yerine dikey kapılar olduğunu yazıyor.
Evin duvarları cam ve tuğladan diye belirtiyor çiziminde.Hayatında gerçekleştiremediği projesinin ev oluşu Adnan’ın da bana yazarlığıma eleştirmenliğime büyük bir kapı hatta yatay pencere değil, açtığını eklemeliyim. Bu dikey ve yatay kapılar ve kesintisizlikle hiç ulaşamadığımız o evle belki o bedenimizdir aslında hiçbir şeye sahip olamayışımız ama bunu hayal edebilmemiz. İşte öyle bir şey.
Evsiz olmanın cesareti!
Büyük bir iyimserlik daha!

Candeğer Furtun, ARTER

 

Seda Yörüker- Sanat Eleştirmeni

“Sibel Horada’nın Kesinti ve Akış sergisi, su gibi akışkan bir olgu odağında derinleşiyor yüzeye dokunaklı heykelsi formlar bırakıyordu”

2021’de kapalı alan – Korona korkusuyla çok sergi görmedim. Ancak uzun aradan sonra, en erken sabah saatini seçerek, camların da açık olduğu Versus Art Project’de Sibel Horada’nin Kesinti ve Akış sergisini gördüm. Sergi su gibi akışkan bir olgu odağında derinleşiyor ve yüzeye dokunaklı heykelsi formlar bırakıyordu. Taksim ve Marmara denizi gibi şehrin en kalbine en hassas şekilde dokunan bu sergi etkileyiciydi.

Ya Da Sergisinden, Yaşam Şaşmazer, 2021.

 

Hakan Irmak Grafik Tasarımcı -Abitus’un Kurucusu

“Mardin’de 13 Metrekare Sanat kolektifinin Kasım 2021’de ‘KAYITTA’ sergisinde gerçek bir işbirliği ve eşit roller vardı”

Canan Budak, bu serginin hem küratörlüğünü yapmış hem de sanatçı olarak bir bakır ustası ile yer almıştı. 8 sanatçı 8 zanaatkar eşleşmesi bir sergi, Mardin’de yeni restore edilen bir mekanında gerçekleşti.
Daha önce sanatçı-zanaatkar buluşmalı çok sergi yapılmasına rağmen, genelde sanatçılar baskın rol alıyordu. Bu sergi de ise gerçek bir işbirliği ve eşit roller vardı. Sanatçılar estetik ve kavramsal olarak zanaatkarların kabuklarına bir dokunuşta bulunurken, zanaatkarlarda geleneksel formlar, ritüeller, hikayeler ve el becerilerini ortaya koyarak, karşılıklı bir deneyim sergisi gerçekleştirdiler.

Şerife, İpek Duben, Salt Beyoğlu

 

Didem Ermiş – Akademisyen

“Sibel Horada’nın Versus Art Project’deki Kesinti ve Akış sergisinin feminist bir yaklaşıma sahip olduğunu düşünüyorum”

Sibel Horada’nın sergisinin feminist bir yaklaşıma sahip olduğunu düşünüyorum. Çünkü hakim bilgi üretimi yapan yandaş medyayı tanımadığını, kabul etmediğini, ona karşı çıktığını onun yanında yer alarak gösteriyor. Gazetelerde iletilen bilginin doğru olmadığını, şeffaf ve demokratik bir yaklaşımla üretilmediğini kendi pratiği çerçevesinde tahayyül etmek için gazetelere müdahale ediyor. Bu sergi bana ekolojik, politik ve ekonomik meseleleri bir başka şekilde nasıl düşünebileceğimiz sorusuna yöneltti.

 

Derya Bigalı -Akbank Sanat Direktörü

“Sabancı Müzesi’nde devam eden ve Murat Germen’in çağrısıyla yolu Sabancı Üniversitesi’nden geçen sanatçıların eserlerinden oluşan ‘Dün Bugün İstanbul’ sergisi beni İstanbul üzerine uzun uzun düşündürdü”

Kenti düşünmeye davet ederek toplumsal yaşam, hayvan popülasyonu, kentsel dönüşüm, tarihi mekânlar, su kaynakları, ulaşım, ütopya/distopya gibi evrensel kavramları sorguluyordu sergi…  Murat Germen’in küratörlüğündeki mezunlar sergisinin sunumunu da ayrıca takdir ettim.

 

Sinan Logie- Sanatçı

“Füsun Onur’un Arter’deki Opus II – Fantasia sergisi”
Tek söyleyeceğim : Baş yapıt!

 

Selen Aksoy-  Mimar – Sanatatak Yazarı

“Dün Bugün İstanbul Sergisi, düşündürücüydü”

Sabancı Müzesi’nde açılan Dün Bugün İstanbul sergisi, kentteki dönüşümlere ait yorumların çok farklı tekniklerle sunulması açısından çok düşündürücüydü.

 

Evrim Altuğ – Sanat Eleştirmeni

“Pera Müzesi’ndeki Etel Adnan solosuna alkışlar”

Sanatın Zeki Müren’i gibiydi. Doğru zamanda, doğru yerde, doğru ekiple, yan yayın ve paralel sergileriyle biricik bir deneyimdi. Ödenmiş bir gönül borcu misali, o bir entelektüeldi. Alkışlar… Berhudarım!

 

Hakan Çarmıklı – Koleksiyoner

“Salt Beyoğlu’ndaki İpek Duben Arter’deki Candeğer Furtun, iki sergi de önemliydi benim için”

Benim en çok etkilendiğim sergiler, İpek Duben ve Candeğer Furtun sergileri oldu. 40 sene depolarda gözlerden uzak kalan müthiş işler ile kurumların duvarlarında karşı karşıya gelmek heyecan vericiydi. Bu iki sergi, Salt ve Arter gibi kurumların üstüne düşen sorumluluğun ne kadar önemli olduğunu tekrar hatırlatması adına da çok büyük önem taşıyorlar.

Füsun Onur, Opus II – Fantasia, 2001 [2021], Arter Koleksiyonu, (Fotoğraf: flufoto)

CANAN – Sanatçı

 “Eskişehir OMM Müzesi’nde açılan “Maziye Bakma Mevzu Derin” sergisi etkileyiciydi”

Ben etkilenmediğim yapıtların önünde de böyle yapıtların sergisinde de durmuyorum. Duramıyorum. Bu sergideki yapıtların çoğu çok etkileyiciydi. Özellikle Kezban Arca Batıbeki’nin işlerini çok etkileyici buldum.”

CANAN

 

Yağmur Yıldırım – Mimar- Sanatatak Yazarı

“Burası sergisi kent hakkının, kamusal alanın, kamusallığın sürekli tehdide uğradığı zamanlarda, tartışma açabiliyordu”

Yapı Kredi Kültür Sanat ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (küratör: Kevser Güler)Kentsel politik ekoloji ve çevre adaleti kavramları üzerinden İstanbul’u düşünen sergide hem İBB koleksiyonundan eserler hem bu sergi için üretilen güncel sanatçıların eserleri birlikte yer alıyor. Bu sanat nesnesi-arşiv malzemesi diyalogu ve İBB koleksiyonunda yapılan derin arşiv çalışması sergi yapma pratiği olarak çok etkileyiciydi; umarım kurum arşivlerini yeni bakışlar ve bağlamlarla daha çok yorumlamaya vesile olur. Ayrıca kent hakkının, kamusal alanın, kamusallığın sürekli tehdide uğradığı zamanlarda, Covid-19 pandemisi de sürerken İstanbul’u ve İstanbulluluğu merkezine alan çok sesli bir tartışma açması çok iyi geldi.

Genco Gülan

Genco Gülan- Sanatçı

“Dirimart’taki Komet sergisi, anlatılmaz yaşanır”

Komet sorulmaz yaşanır!

EMRAH KOLUKISA

Emrah Kolukısa- Gazeteci- Oyuncu

“Neşe Erdok’un Yapı Kredi Bomontiada’da açtığı sergisi çok ilham vericiydi”

2021’de beni en çok etkileyen sergi açıkçası pandemi sırasında, üstelik ciddi bir sağlık problemi geçirmiş olmasına rağmen çok ciddi bir üretimde bulunan Neşe Erdok’un Yapı Kredi bomontiada’da açtığı sergi oldu. Erdok’un bu kadar kısa sürede bu kadar yoğun bir üretimde bulunması bana birçok açıdan ilham verdi diyebilirim. Onun Türkiye’nin güncel meselelerine olan ilgisinin ve tepkisinin de önemli olduğunu düşünüyorum. Tek üzücü yanı serginin çok kısa sürmesiydi.

 

Daha fazla yazı yok
2024-04-28 06:11:04