A password will be e-mailed to you.

Boğaziçi Üniversitesi’ndeki BÜ’yülü Bir Gün adlı etkinlikte konuşma yapan yazar, senarist ve oyuncu Ercan Kesal, tükenen dünya ve geleceğe dair umutsuzlukların modernitenin sonunun geldiğini gösterdiğini vurguladı. Kesal, dünyayı ve yaşamı geleceğe taşıyabilmek, en azından tükenişi yavaşlatmak adına, ana felsefesi bilgiye dayalı yaşama ve ilkel dönemlerin bilgeliğine dönmek gerektiğini söyledi.

Bu yıl 1-14 Aralık tarihleri arasında Ankara, Sinop ve Kastamonu’da gerçekleşecek Gezici Festival’in, rehberliğini yapan ve seyirciyi adalet ve vicdan olgusunun farklı yüzlerini izlemeye çağıran Kesal, Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Ofisi tarafından bu yıl dördüncü kez düzenlenen ‘’BÜ’yülü Bir Gün’’ etkinliğinde “Yarından sonra insan ve sinema” konulu bir söyleşi gerçekleştirdi. Sanatçı, kültürlerin kendini ifade etme ve yaşatma, gerçeği arayışta ulaşmada araç olarak kullandıkları sanatta sinemanın hızlı ve vazgeçilme yükselişini insan ve toplumların hiçbir zaman tutamadıkları ve sahip olamadıkları zamanı kaydedebilme gücü elde etmelerine bağladı.

Toplumların yaşayamadıkları ve yaşama dair yeniden yarattıkları umut ve hayallerini sinema aracılığı ile gerçekleştirmeye çalıştıklarını belirten Kesal, “Sinema senaristlerin geçmiş, şimdiki zaman ve geleceğe dair hayallerini gerçekleştirdiği yerdir. İnsanoğlu zamanı ancak sinema ile en azından kanıt olarak kaydedebilmektedir” dedi.

“Sinemada senaryolar yine insana dair olacak”

Sinemanın teknoloji ile farklı bir boyutta izleyici ile buluştuğunu ve daha hızlı ve tüketilen bir aşamaya geldiği tartışmalarını da değerlendiren Kesal, “Ancak hiçbir zaman insanoğlunun farklı bir yaşamı kurgulamak ve yaratmak, zamanı kaydetmek, geleceğe dair hayallerini kurgulamak için duyduğu ihtiyacı bitmeyecek. Bu nedenle sinemada senaryolar yine insana dair olacak” öngörüsünü paylaştı.

“Yarında sonra insan” kavramını ise kişisel ve toplumsal kültürlerin gelişimi ile anlatan Kesal, modern dünyanın sorunları ve tükenen yer küre ile insanoğlu ve kültürlerin geleceğe artık umutsuz baktığını belirterek, “Burada bilge ve bilgelik arasındaki farka geri dönüyoruz. Gelişmiş toplumların kültürü ile bilgi merkezinde gelişen batı uygarlığı dünya tüketmiş, protez mutluluklar ile şekillenen insanoğlu umutsuz bir hale gelmiştir. Burada karşımıza ilkel toplumların gelişmemiş toplumlar kültürüne dönüş bize getirmektedir. Bilgi artık kendini tüketmiş ve başarısız olmuştur. Bilgelik dönemine dönmemiz gerektiği ortaya çıkmıştır” diye konuştu.

Daha fazla yazı yok
2024-04-26 14:05:29