A password will be e-mailed to you.

Resmi tarih anlatısının dışında bir sergi

“İmparatorluklar Arasında Sınırlar Ötesinde” sergisi, Köpe ailesinin II. Meşrutiyet, Birinci Dünya Savaşı ve Mütareke dönemine ait detaylı arşivini görsel bir anlatıya dönüştürüyor. Antoine Köpe’nin çocuklarına bırakmak için oluşturduğu arşiv, resmi tarih anlatısının dışına çıkarak izleyiciye farklı bir bakış sunuyor.

Anılarını yazan Antoine Köpe, Levanten kökenli Rose Marie Marcopoli ile Macar kökenli Charles Köpe’nin evliliğinden doğan altı kardeşten biri. Aile, çoğunlukla İstanbul’da ikamet etmesine karşın kardeşlerin hepsi Fransızca eğitim almış ve hiçbir zaman Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun tabiiyetinden çıkmamış. Serginin amacı, iki imparatorluğun çöküş döneminin başladığı bu dönemde çok uluslu imparatorluğun çok kültürlü sakinleri olan ve geriye çok kapsamlı bir aile arşivi bırakan Köpe’lerin yaşantıları bağlamında keskin olmayan sınırların ve tabiiyet ilişkilerinin gündelik hayattaki izlerini resmi tarih anlatısından uzaklaşarak anlatabilmek.

Arşivi gün yüzüne çıkartan ve 2021’de çıkması planlanan “Antoine the Fortunate” belgeselinin yönetmeni Nefin Dinç’in belirttiğine göre, Antoine’ın arşivi bir belgeselcinin hayallerinin gerçekleşmesi gibi; büyük bir titizlikle oluşturulan arşiv, on ciltlik anılar, altı yüz kadar daha önce hiç görülmemiş fotoğraf, binlerce çizim, karikatür, ses kayıtları ve amatör film kayıtlarından oluşuyor. Bu sayede sergi, ailenin döneme dair tanıklığını detaylı bir görsel anlatıya dönüştürerek gündelik hayata ve tarihi olaylara farklı bir perspektiften bakabilmemize olanak sağlıyor.

Sergi, Antoine Köpe’nin çocukluğunun geçtiği Selanik’te başlıyor. Ailenin hikâyesini anlatan bir film ve Antoine’ın ilk çizimlerini burada görebiliyoruz. Antoine’ın arşivciliğinin yanı sıra bir sanatçı titizliğiyle yaptığı çizimler oldukça dikkat çekici. Küçüklüğünden beri süregelen bu ilgisini, kadın erkek ilişkilerinden, dönemin siyasi olaylarına kadar çizmiş olduğu “Eğlence Gazetesi” ile ilgili yazdığı şu satırlar daha iyi açıklıyor:

“Küçüklüğümden beri bir mizah dergisi çıkarmaya çok hevesliydim, sanki bu fikirle doğmuştum. Sekiz-dokuz yaşımdayken yaptığım naif çizimlerle Eğlence adını verdiğim bir gazete hazırlıyordum (Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: A. Köpe). Yalnızca bir abonem vardı; benden yedi yaş büyük olan ve beni daima çizmeye teşvik eden ablam Ida. Bazen de gazetemin bir nüshasını İstanbul’daki ağabeyim Taib’e gönderirdim. Bir keresinde bana karşılığında 27 kuruş yollamıştı, ki bu benim için çok mühim bir olaydı.”

Birinci Dünya Savaşı Filistin’ini de anlatıyor

Antoine, Birinci Dünya Savaşı sırasında bir üsteğmenin yaveri olarak gittiği Filistin Cephesi’ndeki kampa yaptığı yolculuğu da yolların durumuna varıncaya dek anlatıyor. Ayrıca Filistin’deki kampı, bölgede yetişen kaktüslere varıncaya dek çiziyor. Askerde tanıştığı arkadaşlarını, Avusturya-Macaristan ordusunun İstanbul’dan çekilmesini, arkadaşlarının nereye gittiklerini yüz ifadelerine varıncaya dek gözlemleyebildiğimiz çizimler, sergiyi bir ailenin tanıklığının ötesine taşıyor.

Antoine’ın kardeşi Taib ise İstanbul’da Osmanlı Bankası’nda çalışırken fotoğraf çekmeye başlıyor. Babalarının İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin önemli kişilerinden olması sebebiyle, bir haber fotoğrafçısı titizliğiyle Yusuf İzzeddin’in cenazesi gibi dönemin önemli olaylarını fotoğraflıyor. 1909 yılında İstanbul’da Talimhane’den havalanan balondan çekmiş olduğu fotoğrafları da bir Fransız dergisinde illüstrasyon olarak yayınlanıyor. Ayrıca Taib’in Osmanlı Bankası’ndaki belgeleri de fotoğraflara eşlik ediyor.

Baba Charles Köpe, Selanik’ten İstanbul’a geldiğinde birlikte şehri Sultanahmet’ten, Kadıköy’e kadar fotoğraflıyorlar. Hem kentle kurdukları ilişkiyi hem sokaktaki gündelik hayatı ve dönemin İstanbul’unu görebildiğimiz bu fotoğraflar ailenin şehirle kurdukları ilişkiyi görebilme fırsatı veriyor.

Bir başka taraftan ailenin özel anılarına da tanık oluyoruz. Antoine’ın Selanik’te Fransız birliğinde savaşan kayınbiraderi geldiğinde, kendisi kaybeden tarafta kayınpederi ise kazanan tarafta yer alıyor. Birlikte bir akşam yemeği yiyorlar ve bu anları Antoine şöyle yazıyor:

“İkimizde üniformalı olmamıza rağmen birbirimize sarıldık.”

“Nişanlarıma atıfta bulunmaması çok inceydi. İçten içe kazanan bir askerin yanında olmaktan çok utanmış hatta kendimi aşağılanmış hissetmiştim.”

Antoine Köpe arşivi çocukları için oluşturmuş

Aralık ayında Avusturya-Macaristan Ordusu’ndan terhis edildiğinde iş bulamadığı için bu dönemi zor geçiriyor. Yine de Avusturya-Macaristan vatandaşı olmasına karşın Fransız tarafından dolayı şehirde kalabiliyor. Bu arada çizim tutkusu bitmiyor; para kazanmak amacıyla bir almanak basıyor. Fakat almanak geç basıldığı için iyi satamıyor. Böylece bir daha çizimle ilgili bir şey yapamayacağını anlıyor. Bu durumu da şöyle anlatıyor:

“Evin çamaşır gününde ocaktaki ateşi beslemek için kullandığını görünce tadım iyice kaçtı, umutlarım kül olmuştu.”

Kente, tarihi olaylara ve kişilere farklı bir perspektiften bakabildiğimiz sergiyi özel kılan bir başka durumsa Antoine Köpe’nin arşivi çocukları için oluşturmuş olması. Sergiyi hazırlayan Lorans Tanatar Baruh’un aktardığına göre malzemenin bir araya getiriliş biçimi arşivi eşsiz kılıyor. “Diğer aile arşivlerinden farklı olarak, çok kurgulu bir arşiv çünkü çocuklarına aktarmak için hazırlıyor” diyor.

Antoine ise arşivi hazırlama motivasyonunu “Kaybolan, bir daha hiç dönülemeyecek bir dünyanın nasıl olduğunu çocuklarıma anlatmak istedim” diyerek açıklıyor.

İmparatorluklar Arasında Sınırlar Ötesinde sergisi, başka bir zamana yolculuk yapmak için 14 Mart 2021’e dek SALT Beyoğlu’nda devam edecek.

 

İLGİLİ HABERLER

Bu kontrolcü yaşamda sanat üretimi nasıl şekillenecek?

“Sanatla etkili bir şey anlatabildiğimi düşünmüyorum”

Daha fazla yazı yok
2024-04-29 03:17:45