A password will be e-mailed to you.

Taner Ceylan’dan, LGBTT Onur Yürüyüşü tarihine özet bir bakış: “30 Haziran Pazar günü neden ve kimin için yürüdük?”

1969 yazı New York;  sadece Afrika kökenli vatandaşlar değil, eşcinseller de polis tarafından sıkı gözetim altında tutuluyor. Gittikleri barlara baskınlar yapılıyor, tacizler oluyor, sosyal hayatları alabildiğinde kısıtlanmaya çalışılıyor. 60’lar Amerikasında, dünyadaki birçok ülkeden daha fazla eziyet altındaydılar.  Bir yandan, gaylerin ve transların cenneti olarak, Andy Warhol’un kurtarılmış bölgesi "Factory", sosyal hayata sanat dünyası üzerinden görseller üretiyor. Diğer yandan, Vietnam savaşı ve savaş karşıtı olaylar!

28 Haziran’da polis, rutin olarak New York Stonewall/Inn gay barını basar ve bu sefer gayler direnişe geçer; baskın yapan polisleri rehin alırlar ve çatışmalar genişleyerek dört gün boyunca sürer.  Direnişin ardından geçen altı ay içerisinde üç gay-lezbiyen dergisi, dernekler ve yeni mekanlar kurulur. Ertesi yıl ise Amerika’nın büyük kentlerinde anma amacıyla ilk Gay Pridelar gerçekleşir. Tam on yıl sonra, 1978’de, tasarımcı Gilbert Baker, gay bayrağını tasarlar.  Stonenwall ayaklanmasından birkaç gün önce ölen Judy Garland’ın, Oz Büyücüsü filminde söylediği  "Over the Rainbow " şarkısı çoktan eşcinsellerin milli marşı olmuştur; şarkıda sözü geçen gökkuşağının ötesindeki düşlerin gerçekleştiği ütopik ülkenin arayışına, inşasına başlanmıştır. Filmde, büyücü, cesareti olmayan aslana cesareti, kalbi olmayan teneke adama kalbi, aklı olmayan saman adama aklı verir. Gayler bu üç eksiği hak arayışlarında gidermeye başlarlar… Daha sonra 80’lerde aynı kurguyla Altın Kızlar çekilir ve dizi bir gay alegorisine dönüşür. Dorothy, her iki yapıtta da yol gösterendir. Gaylerin en iyi arkadaşının kızlar olması boşuna değildir. Baker, şarkıdaki gökkuşağını simgeleştirir, altı şeride indirir. Gerçek gökkuşağında olduğu gibi kırmızı en üsttedir. Bayrak, ilk kez 28 Haziran 1978’de, San Francisco Onur Yürüyüşünde dalgalanır. On yıl sonra Freddy Mercurry, bu direniş için "We are the Champions"ı besteler ve söyler.

Türkiye’de Onur Yürüyüşü, ilk olarak 1993’de kutlanmak istendi; ancak valilik tarafından engellendi. İyi hatırlıyorum, büyük hengâme yaşandı sokaklarda. Bu vesileyle Türkiye’ye gelen yabancı konuklar sınır dışı edildiler. Aynı yıllarda Türkiye’de LGBTT bireylerin değişmek zorunda olmadan, heteroseksüellerle eşit koşullarda yaşayabilmeleri için İstanbul’da Lambda, Ankara’da Kaos GL dernekleri açıldı. Yıllar içinde bu hareketi diğer şehirler de takip etti. 1996 yılında, ülkedeki ilk LGBTT öğrenci örgütlenmesi olan LEGATO, ODTÜ’de kuruldu ve oluşum hızla diğer üniversitelere yayıldı. 2007 yılında ilk resmi LGBTT öğrenci topluluğu Gökkuşağı, Bilgi Üniversitesi’nde kuruldu.  2011’de, Diyarbakır’da kurulan ilk Kürt LGBTT grubunun Türkçe-Kürtçe yayın organı Hevjin, "Kürt eşcinsel ve transeksüeller vardır" sloganıyla çıkarıldı. İstanbul’da ise yine 2011’de Spod kuruldu. 

Zaman içinde çok yol kat edildi şüphesiz. Unutmayalım ki Türkiye kanunlarında eşcinsellik hiçbir zaman yasak olmadı. Avrupa’da ise kanunlarla konulan yasakları kaldırmak bu oluşumların büyük zaferi olmuştur. Osmanlı’da da hemcinsler arası ilişki yasak olmadığı gibi hamamları, mekanları ve yaşamın içindeki yeri toplum örgüsünün vazgeçilmez bir parçasıydı. Ne var ki her şeyi ithal ettiğimiz gibi homofobiyi de ithal ettik; daha sonra bu fobiye karşı duruşu da. Başka bir yol mümkün müydü? Bilemiyorum. Ancak tüm bu medeni hak arayışlarından bihaber, kendi bin yıllık geleneğini sürdüren ciddi bir topluluk var hala. Kendi hamamları, partnerleriyle içinde gül bulunan vazolu masalarda el ele tutuşarak eğlendikleri mekanlar, bu toprakların dip suları olarak sessizce kendi yollarından akıyor. Mutlular mı kestirmek zor, evde karıları beklerken…

Başından beri, Türkiye’deki gay dernekleriyle ilişki halinde oldum; kadroları hep değişti, kimileriyle ilişkim devam ederken bazılarıyla yollarımız ayrıldı. Ama her birimiz üzerimize düşeni yapmaya devam ettik. Eğer cinselliğimi tercih edebilme yeteneğim olsaydı, çoktan evli ve mutlu bir aile babası olabilirdim. Ama ne var ki cinselliklerimiz yüzünden bize dayatılan yaşamın dışındaki gökkuşağının arkasındaki ülkenin bahçelerinde dolaşmaya başladık bile. Ve bu ülkenin ormanlarını giderek büyütmek,  hepimize daha fazla nefes için LGBTT onuru hepimizin onuru!

 

Fotoğraflar, Taner Ceylan


 

Daha fazla yazı yok
2024-05-15 11:05:53