A password will be e-mailed to you.

‘Tehlikeli Oyunlar’ Uzun yıllardır heykel üretimini sürdüren Ayla Turan’ın dördüncü kişisel sergisi. 21 Mart’ta, Çukurcuma PG Art Gallery’de sergisini açmaya hazırlanan sanatçı, Corona virüsü salgını riski nedeniyle sergi mekânında gerçekleşecek olan klasik açılıştan vazgeçerek online açılışla yapıtlarını izleyicisiyle buluşturdu. Tek fark açılışın online yapılmış olmasıydı. Mekânın hazırlanması, heykellerin taşınması, sergi tasarımı, video kayıtların sosyal medyada paylaşılmasıyla sonlanan bir emek süreci söz konusuydu tabii ki.

Bu online açılış, ilk online sergi açılışı olarak da heykel tarihimizde de yerini almış oldu. Hatta PG Art Gallery, iki ayrı galerindeki iki sergisini eşzamanlı online açarak öncü bir rol üstlenmiş oldu. Ardından birçok sanat kurumu ve galeri de bu yeni duruma göre pozisyon aldılar.

Ayla Turan’ın yeni dönem heykellerinin (son beş, altı yıldır) teması, öznesi çocuklar ve onların dünyası. Sanatçının bu hassas konuya yönelik tercihinin kendine göre nedenleri olmalı. Sergide; toplam beş heykeli yer alıyor. Bu eserlerden biri; otuz çocuk heykelciğinden oluşan ‘Bağımlı’ isimli enstalasyon. ‘Online’, ‘Tam İsabet’, ‘Çok Gizli’ ve ‘Beni Bul’ ise sanatçının diğer çalışmaları.

Ayla Turan’ın görselleştirerek yorumladığı, oldukça derinlikli çocuk ve oyun kavramını, oyun kültürünü, Juhan Huizinga şöyle tanımlıyor: “Form açısından, demek oluyor ki oyunu özetle, uyduru olarak hissedilmiş ve gündelik hayatın dışında konumlanmış, bununla birlikte oyuncuyu kendisine yoğunlaştıracak yetide, özgür bir edim olarak tanımlamak mümkündür; her türlü maddesel çıkardan ve her türlü yararlılıktan kurtulmuş bir edim; özelikle çevrimlenmiş bir zamanda ve bir mekân içinde yerine getirilen, belirlenmiş kurallar uyarınca düzen içinde cereyan eden ve insan ilişkilerinde kendilerini bile isteye gizemlerle çevreleyerek ya da kılık değiştirerek alışılmış dünya karşısındaki tuhaflıklarını vurgulayan gruplar yaratan bir edim.”

Roger Caillois, Huizinga’ya şu noktada itiraz ediyor: “Hüizinga’nın tanımında oyunun her tür maddesel çıkardan arınmış bir edim olarak gösteren bölüm, bahisleri ve şans oyunlarını, yani örneğin, kumarhaneleri, gazinoları, yarış alanlarını, lotaryaları düpedüz dışarda bırakmaktadır…”

Oyun kavramının sınırları oldukça geniş. Yetişkinlerin dünyasında ve yaşamın birçok alanında yer bulan şans oyunları gibi, negatif etkileri barındıran hatta tehlikeli boyutlara varan oyun kavramına Ayla Turan, çocuk ve oyun ilişkisi bağlamında, kendine özgü form diliyle güncel bir açılım getirerek tartışmaya açıyor ve saptamalarda bulunuyor. Sergideki en çarpıcı işlerinden biri ise ‘Online’ adlı heykel. Elindeki telefona bakan bir çocuk betimlemesi. Galerinin bir köşesine oturmuş, daha doğrusu sinmiş, elindeki telefona gömülmüş, içeriğin cazibesine kaptırmış olmalı ki, çevresiyle tüm iletişimini koparmış bir çocuk bu. Bu bir bağımlılık ilişkisi mi? Yoksa içerikle ilgili başka tehlikeler mi söz konusu? Bu anlamda ‘Online’ çevremizde sıkça tanık olunan, kanıksandığı için de yeterince sorgulanmayan bir durum saptaması.
‘online’ olmakla, yani cihazla kurulan edilgen etkileşimin sonuçlarıyla Huizinga’nın oyunun derinliğine ve kazanımlarına yönelik saptamaları karşılaştırıldığında üzerinde düşünmesi ve tavır geliştirilmesi gereken sonuçlar ortaya çıkıyor.

Mutasyona uğramış hissi uyandıran gerçeküstülük

Ayla Turan, Tehlikeli Oyunlar, Online

“…Oyun alanının sınırları içinde kendine özgü ve mutlak bir düzen hüküm sürer. Ve işte oyunun, daha da pozitif, yeni bir çizgisi: oyun düzen yaratır, o düzendir. Dünyanın mükemmel olmayışı ve hayatın karışıklığı içinde, geçici ve sınırlı bir mükemmellik gerçekleştirir. Oyun mutlak bir düzen gerektirir. Bu düzenin en hafif ihlali oyunu bozar, onun vasfını ve değerini ortadan kaldırır…”

“…Oyunun ögelerini göstermek için kullanabileceğimiz terimlerin büyücek bir bölümü estetik kürenin içinde yer almaktadır. Bunlar bize aynı zamanda güzellik izlenimlerini aktarma işinde hizmet ederler: gerilim, denge, salınım, yer değiştirme, zıtlık, değişim, eklenme ve çözülme, çözüm. Oyun dâhil eder ve serbest bırakır. Özümler, yakalar, başka bir ifadeyle, cezbeder. İnsanın şeylerde gözleyebildiği ve hatta ifade edebildiği şu en yücesinden soylu iki nitelikte, ritim ve armoniyle dopdoludur…”

‘Online’ hali, Huizinga’nın deyimiyle bir çeşit oyun ihlali. Bu kompozisyon, toplum yaşamını belirleyen yönetim aygıtlarının ve toplumdaki tüm katmanları kuşatan dijital evrenin, yeni medya araçlarıyla bireyler ve çocuklar üzerindeki etkilerinin güçlü bir simgesi. ‘Online’ bu bağlamda, estetik düzeyi ve niteliğiyle anıtsal ölçekte kamusal alanda, yer bulması gereken bir heykel.

Online’ heykeli ve sergideki tüm heykeller, tek tipleştirilmiş formları, rengiyle, başkalaşmış, dönüştürülmüş, mutasyona uğramış hissi uyandıran gerçeküstü görünümüyle ve bağlamıyla bir bakıma distopik göstergeler.

Bağımlı’ ile ‘Online’ arasında neden-sonuç ilişkisi söz konusu

Ayla Turan, Tehlikeli Oyunlar, Bağımlı

Diğer taraftan bu gerçeküstü çağrışımlar içeren formlar son derece de sevimli ve sempatikler. Köşeler içermeyen yuvarlak akışkan hatlarıyla dokunma hissi uyandırıyorlar. Masumiyetin ve saflığın simgesi beyaz renkleriyle de oldukça çekiciler. Çocuk dünyasının naifliğini yansıtan tüm bu biçimsel özellikler ile çocuğun elindeki cihazın gizli tehlikeleri arasındaki zıtlık ilişkisi pedagojik ve psikanalitik bağlamıyla, çağrışımlarıyla bize yeni bir görme ve düşünme biçimleri öneriyor.

Bağımlı’ enstalasyonunda, her biri farklı boyutta ve pozisyondaki minik çocuklar kollarından bir merkeze bağlı bir şekilde kendi ekseninde dönüyorlar. Kelimeyi TDK şöyle tanımlanmış: “Başka bir şeyin istemine, gücüne veya yardımına bağlı olan, özgürlüğü, özerkliği olmayan, tabi.”

Bu hareketli enstalasyon tam da ‘bağımlı’ kelimesinin sözlük anlamıyla birebir örtüşen bir nitelikte. Burada çocuk dünyasına yönelik bir mesaj öne çıksa da ‘bağımlı’ geniş anlamıyla ve yan anlamlarıyla tüm yaşamı kapsayan bir niteleme. İnternet bağımlılığı, madde bağımlılığı, devlete bağımlılık, bürokrasi, ekonomik bağımlılık, dışa bağımlılık, aidiyet, inanç vb. gibi. Enstalasyondaki çocuk figürünün yerini hangi kişi, simge alırsa alsın, çoklu anlamlar üretmeye, düşündürmeye sevk eden bir iş. Ayrıca ‘Bağımlı’ enstalasyonu ile ‘Online’ arasındaki organik bir bağ; neden-sonuç, soru-yanıt ilişkisi söz konusu.

Çok Gizli’ enstalasyon – videoart kompozisyonundaki çocuk elindeki cennetin altın anahtarındaki halkadan üfleyerek baloncuklar oluşturuyor. Ne kadar çocuk dünyasına özgü bilindik bir şey. Ve baloncuğun üzerine yazı yazan bir el var, ancak bu yazı şifreli yazıldığı için okunamıyor, yazanın dünyasına ait gizli bir metin. Bir oto sansür durumu. Söylenmek istenen sözün duyguların ve düşüncelerin bastırılmasına yönelik bir çözüm ve dışavurum.

Oğuz Atay’a bir selam niteliğinde

Ayla Turan, Tehlikeli Oyunlar, Cennetin Anahtarı

Bu çocuğun oyun aracı, evet oyun önemli. ‘Cennetin Anahtarı’ inanç dünyasına yönelik çok güçlü bir imge ve simge. Bir vaat. Çok konuşulamayan, tartışılamayan, dokunulamayan, eleştirilemeyen bir tabu. Ortadoğu’da çocuk yaşlarda savaşa sürülenlerin en güçlü motivasyon imgesi. Dinlerin ve inanç dünyasının vaatlerinin simgesi bu anahtar çocuğun elinde. Onla oynuyor. Ya sonra? Kim kimi dönüştürecek? Tehlikeli bir oyun mu bu?

Birikimi kadar görür insan. Elinde sapanı hedefine yönelmiş ‘Tam İsabet’ heykelinin bendeki ilk çağrışımı İsrail askerlerine sapanlarla direnen Filistinli çocuklar oldu. Bu bir yansıma, etki tepki meselesi. Ya diğerleri? Bir çocuk neden eline sapanla kuşları hedef alır, ya da bir pencereyi? Şiddet üreten bir oyun aracıdır sapan, bilgisayar oyunlarında ki savaş oyunlarından daha masum.

Ayla Turan, Tehlikeli Oyunlar, Tam İsabet

Ayla Turan, oyun kavramını çok boyutlu ve katmanlı olarak sorguladığı beş yapıtından biri olan ‘Beni Bul’ da, çocuğu olması gereken yerde, oyun dünyasında tasvir etmiş. Huizinga’nın altını çizdiği gibi özgürleştiği yerde. Özgürleşmek? Ama nasıl ve hangi koşullarda? Bir mülteci kampında mı, savaşın hüküm sürdüğü bir coğrafyada bir mekân da mı? Güvende mi? Özgürce bir oyun nasıl oynanır ki?
Tehlikeli Oyunlar’ çocuğun dünyasının, çocuğun gözünden, sosyolojik, teolojik, psikolojik ve kültürel bağlamıyla sorgulandığı güncel, çarpıcı ve politik bir sergi.

Ayla Turan’nın özgün ve güçlü form diliyle etkili bir anlatıma ulaştığı ‘Tehlikeli Oyunlar’ sanki, Oğuz Atay’a bir selam niteliğinde. Atay, Tehlikeli Oyunlar’da şöyle diyor: “İnsanlardaki zavallılığı, önce çocuklar seziyor galiba. Delileri de önce onlar kovalar.”

Sergi, PG Art Gallery’nin internet sitesinde ziyarete açık.

 

İLGİLİ HABERLER

“Yeşili sadece bir dolgu malzemesi olarak görmeye başladık”

Her kentli neden “uygar” değil?

Daha fazla yazı yok
2024-05-10 01:22:23