A password will be e-mailed to you.

Uluslararası İstanbul Dans Günleri, Flamenko ile başlayıp Halk Dansları ile son bulurken İstanbul geceleri flamenkodan pandomime, halk danslarına her dansla ayrı çoştu.

Bu yıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Dairesi tarafından ilk kez düzenlenen Uluslararası İstanbul Dans Günleri” finali, “İBB Orkestraları ile Geleneğin İzinden” etkinliğiyle, halk dansları şöleniyle bitti! CRR’de, seyirci kadar kalabalık bir gösteri topluluğu vardı desem yalan olmaz! Birbiri ardından sahne alan müzisyenler, yörelerinin müziğini, şarkılarını seslendirirken hepsi duayen dansçılar da çok tanınmayan, az sergilenen yöre oyunlarını tanıttı. İki saati aşkın gösteride, yıllarca halk dansları öğrenmiş ve yurt dışındaki gösterilerde bile dans etmiş biri olarak ben bile ilk kez izlediğim onlarca oyuna şaşıp kaldım!

20 Ayrı Gösteri

Fazıl Batı’dan Badı Sabah Oyunu, Adem Ertaş’tan Ayancık Köçek Oyunu, Sahit Göktaş’tan Hançer Barı, Orhan Aytar’dan Kaşık Oyunu, Selim Özyol’dan Milas Yağmur Yağdı Zeybeği, Mehmet Hakan Gökalp’ten Gaziantep Barak Oyun Havaları gibi danslar çok ilginçti. Kuzey Kıbrıs Dansları ve dansçıları da çok alkışlandı. Kars, Gelin Havası Terekeme ise ayrı bir güzeldi. Kıyafetlerin otantikliği ve zenginliği ise adeta bir etnografya şenliği gibiydi!

Mavi Ressam’dan Sahnede Resim

Gösteri sırasında dansçıları seyrederek onları resimleyen Mavi Ressam diye bilinen Orhan Zafer’den de gözümüzü ayıramadık ve gösteri bittiğinde ortaya çıkan tabloya hayran olduk!

Gösterinin sahneye koyuluşunda bir başka özellik anlatıcı dansçı Gültekin Karataş’ın oyunları sahnede izleyip zaman zaman da stilize dans figürleriyle gösteri yapmasıydı.

Hocalar Dans Edince

Halk dansları uygulayıcılarının hemen hepsi kendi yörelerindendi ve yaşları ve kiloları dansçıdan çok fazlasıydı! İBB Kültür Daire Başkanı Volkan Yüksel’in gösteri sonrası yaptığı teşekkür konuşmasında olay açığa çıktı: hepsi İBB Halk Dansları topluluklarının hocalarıydı! Ve hocalar önümüzde zeybek de oynadılar, köçek de oldular, bıçak, kama, kılıç, orak gibi kesici aletlerle gösteri de yaptılar! Dansların ve müziklerinin hepimizi Anadolu’nun doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine götürüp getirdiği yurttan sesler rüzgarı estirdiği gösterinin tek şaşırtan yanı kadın dansçı olmamasıydı desem? Volkan Yüksel de bunu dile getirerek bir dahaki gösteride kadın dansçılarımızı da sahnede görmek istediğini iletti. Kulaklarımızda davul zurna sesleri ve aklımızda kıvrak dans figürleri ile CRR’den ayrılırken 22 Nisan- 2 Mayıs arasında süren dans günlerini düşündüm.

Dansın Her Türü ve Muhteşem Final

Flamenko Kraliçesi Patricia Guerrero’nun nefes kesen ve dakikalarca ayakta alkışlanan dansıyla başlayıp çok çeşitli sahnelerde ve mekanlarda değişik dans gösterileriyle devam eden, arada söyleşiler, atölyeler, film gösterimleriyle çeşitlenen dans sanatı etkinlikleri, konuya ilgi duyan her yaştan genci buluşturdu. Flamenkodan sokak dansına, baleden sirtakiye farklı dans türlerinin önemli temsilcileri İstanbul’a geldi. Festivale yurt içinden ve yurtdışından 271 sanatçı ve akademisyen konuk oldu. Gösterilerin bazılarını izleme şansım oldu. Her biriyle ayrı bir dünyaya, ayrı bir kültüre gittik. Ama final gerçekten bize özgü ve zengin olduHalk Dansları ve müziklerini ilk kez geleneksel icracılarla 20 ayrı performansta izlemek, bambaşka bir ayrıcalıktı!   

Daha fazla yazı yok
2024-05-18 05:53:35