A password will be e-mailed to you.

Küratör Başak Şenova, Akbank Sanat uluslararası küratör yarışmasının iptalinin ardından ilk kez konuştu:

"Ben gri alanda kalmaya ve bu olan bitenden yapıcı bir sonuç çıkartmaya kararlıyım"

Akbank Sanat Uluslararası Küratör Yarışması’nı bu sene kazanan öneri Post-Peace (Barış Sonrası) sergisinin iptalini öğrendiğimde Kıbrıs’taydım. Yaklaşık bir yıldır üzerinde çalıştığım Kemal Ankaç’ın Kültürkırım sergisinin kurumu ve kitabı için çalışıyordum. Epey yoğun bir tempoda ve uzakta, önce giderek kabarıklaşan e-posta, telefon trafiğini takip etmekte zorlandığım, sonra da olup biteni algılamak, anlamak ve hazmetmeye çalışmak için biraz zamana ihtiyacım olduğu için sessiz kaldım. Her şeyi siyah ya da beyaz olarak algılayıp, alelacele yine siyah ya da beyaz olarak tepki vermeye zorlandığımız bir dönemin içindeyiz ve bunu sessiz kaldığım bu sürede gözlemlemek, benim için en az bu serginin iptal edilmesi kadar acı vericiydi. 

Ben gri alanda kalmaya ve bu olan bitenden yapıcı bir sonuç çıkartmaya kararlıyım. Bunu yaparken de acele etmeyeceğim.

Öncelikle bu yarışmanın sürecini anlatmak istiyorum. Genç küratörlere destek vermek, güncel sanat alanında yeni projeleri teşvik etmek ve küratöryel çalışmalara olan ilgiyi arttırmak için bir yarışma düzenleme düşüncesini 2011 yılında Akbank Sanat ile paylaştım ve ilk yılki hazırlık çalışmalarıyla birlikte tam 6 yıldır bu yarışmayı bu kurum destekliyor. O tarihten bu yana her yıl, bir önceki yıldaki deneyimlerle ve jürinin yorumlarıyla yarışmanın formatı ve yapısı yenileniyor.

Her yıl jüriden önce üç kişiden oluşan bir ön değerlendirme grubu, üç ya da dört kişiden oluşan juri için raporlar hazırlıyor ve her yıl jüri de bu değerlendirme grubu da değişiyor. Teknik destek vermek amacıyla görevlendirilen kişi dışında Akbank Sanat’tan hiç kimse jüri değerlendirme aşamasında dahil olmuyor, ben de bu süreçte sadece işleyişi takip ediyorum, jurinin seçiminde hiçbir söz hakkım yok. Akbank Sanat sorgusuz bir şekilde seçilen öneriyi sergi, sergi kataloğu ve ek etkinliklerle birlikte gerçekleştiriyor.

Bu yıl ön değerlendirmeyi Artforum International’ın Orta Doğu ve Afrika Editörü Annie Belz, Ibraaz’ın Baş Editörüğünün yanı sıra ART PAPERS, LEAP ve Ocula’nın Editörlüğünü yapan Stephanie Bailey ve Berlin ve İstanbul’da yaşayan ve çalışan küratör ve yazar Övul O. Durmuşoğlu yaptı.

Jüri ise bağımsız küratör, Dutch Art Institute, Arnhem’de eğitmen olan Bassam El Baroni, küratör, yazar ve Center for Curatorial Studies, Bard College, New York’ta Yüksek Lisans Program Direktörü Paul O’Neill, Württembergisch Kunstverein Stuttgart Direktörleri Iris Dressler ve Hans D. Christ’den oluşuyordu.

Şüphesiz Katia Krupennikova’nın önerisinin alanında çok önemli yerler tutan bu kişiler tarafından değerlendirilip, seçilmesi, her yıl olduğu gibi bu yıl da çok iyi bir projenin İstanbul’da gösterileceğinin habercisiydi. Projede yer alan sanatçıların çoğu benim özellikle yakından takip ettiğim isimlerdi ve bilmediklerimin de yeni kazanımlar olacağı kesindi. Hem kurumda çalışanlar, hem sanatçılar, hem de küratör çok zaman, emek ve enerji harcadı. Sergide yer alması gereken çoğu iş üretildi, katalog hazırlandı, bir çok sanatçı İstanbul’a davet edildi. Sergi bütçesinin büyük bir kısmı harcandı. Çok sağlam bir kamu programı oluşturuldu.

Bu sürecin, bu projeyi gerçekleştiren tüm aktörler tarafından takdir edildiğini hem Katia’nın hem de Akbank Sanat’ın açıklamalarında hepimiz okuduk. Ancak açılışa 5 gün kala Akbank Sanat sergiyi iptal etti. Kurum tarafından bir cümleyi geçmeyen bir açıklama yapıldı: “Ülkemizde yaşanan hassas döneme duyarlı değerlendirmeler sonucu serginin yapılmaması yönünde karar alınmıştır.” Akbank Sanat, ne sergi,ne küratör, ne de sanatçılar hakkında tek bir olumsuz cümle sarf etmedi ve sessizliğini korudu.

Şimdi bu noktada hızlıca hükümler verip, kurumu ya da küratörü ya da bu olaya karışan herhangi başka bir aktörü basmakalıp şablonlarla yargılamak yerine, bir adım geri çekilip düşünmek gerekiyor.

Ezbere cevaplar sıralamaktan çok, sorular üretmenin ve onları önce kendimize sormanın zamanının geldiğini düşünüyorum. Benim kendime sorduğum ilk soru kimsenin işine gelmeyeceğini umduğum bu durumu talihsiz bir gelişmeden yapıcı bir oluşuma taşımanın mümkün olup, olamayacağı ile ilgili. Edinebileceğim amaç bu saatten sonra ancak bu olabilir. Üzgünüm benden taraflı bir açıklama bekleyenleri hayal kırıklığına uğratıyor olabilirim ama siyah beyaz düşünmeyi reddediyorum. Sonuçta ben hala başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyorum.

Daha fazla yazı yok
2024-05-22 01:18:47