A password will be e-mailed to you.

“Never Been Intimate” / “Hiç Yakın Olmadı”: Tayeba Begum Lipi ile İstanbul’da açtığı sergi üzerine bir konuşma

Çalışmalarınızı incelediğimizde, ilk izlenimimiz genellikle toplumsal cinsiyet rollerinden besleniyor gibi göründükleri, siz ne düşünüyorsunuz?

(Çalışma biçimim) aslında resim yapmayı düşlerken gelişen bir şey ve her halükarda toplumsal cinsiyet rollerinden besleniyor diyebiliriz. Bu arada yaklaşık 2.5 yıldır resim yapmıyorum. Bunun iki nedeni var. İlki daha farklı malzemeler toplamaya başlamış olmam ve ikincisi gözlerimin bozulması. Gözünüz bozukken resim yapmak çok zorlayıcı. (Resim yaparken) ne yaptığınızı görememek kötü bir şey. Ama evet resim olsun olmasın genellikle cinsiyet rolleri üzerine odaklandım. Bizim toplumda hep bu şeylerle büyüyorsun. Hayatında hep hayırlar ve evetler var. Ailem açık görüşlü olmasına rağmen yine de bunları yaşadım. Ayrıca (kadın olarak) güvenlik endişesi çok önemli. Biz küçük bir kasabada yaşadık. Her şey güzeldi, huzur içinde yaşıyorduk. Harika şeyler yiyorduk. Komşuluk ilişkileri iyiydi ama güvenlik endişesi her yerde yaşanan bir şey. Yani kadın ve erkek rolleri üzerinden farklılaşma dünyanın her yerinde yaşanıyor. Ben Bangladeşliyim. Fakat ailemle dünyanın diğer coğrafyalarını gezdiğimde de karşılaştığım hep aynı şeydi. Çünkü öncelikle kadın ve erkeğin bedeni farklı. Ve bu nedenle zaten farklı roller üstlenmemiz gerektiriyor. Erkek kardeşlerim de var fakat benim güvenliğim ailem için her zaman öncelik olmuştur. Çocukluğumdan beri bu hisle yaşadım.


“Hiç yakın olmadı” çok etkileyici bir başlık. Acaba buradaki yakınlık (intimacy) bir yandan mahremiyeti mi ifşa ediyor?

Intimacy (mahremiyet) benim için çok derin bir kelime. Bana yakın/mahrem gelen objeler olduğu gibi, olmayan birçok obje de var ve ben bana yakın olmayan bu objelere intimately bakmaya ve hissetmeye çalıştım. Çalışmalarımdaki bu parçalar, Londra’da sergilenen bikiniler… Örneğin, Bangladeş’te dünyanın en uzun sahillerinden biri var, 90 kilometre uzunluğunda, ama ben hiçbir zaman bir kadının bu bikinilerden giydiğini görmedim. Benim bunlara bir yakınlığım yok ve bunları satın aldığım zaman hiç giymedim mesela. Bunun gibi bir şey… Ya da benim çocuğum yok, pratik olarak bana yakın olan çocuk arabası, aslında değil. Ya da benim evimde küvet yok. Ve küvet benim için özel (mahrem) zaman geçirebileceğiniz bir nesne. Sonuçta bu çalışmalardaki nesnelerin hiçbiri benim değil, benim olmadı. Dolayısıyla hiç yakın olmadı.


Bu nesneler bir yandan tüketim kültürünün bize sunduğu objeler. Ve çoğu zaman bunları satın almak için bir baskı hissediyoruz. Çalışmalarınızda bununla ilgilisi bir vurgu var mı?

Aslında benim çalışmalarımın bir hikâyesi var. Bana özel hikâyeler. Ben aslında hikâyemi anlatıyorum.


Genel olarak baktığımızda, çalışmanızdaki objeler kadına daha yakın, feminen imgeler. Ama mesela kullandığınız malzeme olarak jilet ben de maskülen bir imge canlandırıyor. Siz böyle bir etki yaratmak (maskülen olanı feminen gibi sunmayı) istediniz mi?

Jilet maskülen bir nesne olsa da benim hikâyemde oldukça feminen. Çünkü Bangladeş’te kadınlar doğum yaparken bu jiletlerden kullanılırlar, göbek bağını kesmek için. Pratik anlamda erkek tarafından domine edilmiş bir nesne olsa da benim için kadınsı, ve hatta ailevi bir anlam taşıyor.


Peki, bu jiletlerde “bana dokunma” anlamı da var mı? Sonuçta yine de bunlar kadının kendini savunması için bir silah olabilir mi?

Evet, sonuçta bunlara dokunmazsın. Bunlar kesici; ve hem çekici hem de dokunulmaz. Ben bu nedenden dolayı bunları kullanmak istedim. Görüntüleri çok güzel ama aynı zamanda ölümcül olabilirler. Sessiz ölümcül karakterler. Ve bu da beni onlara çekiyor.


Peki, erkeklerin üzerindeki baskılar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu çok önemli bir konu. Çünkü çoğu feminist sanatçı bu konuyu es geçiyor. Bence hem erkek hem de kadın baskı altında yaşıyor. Sonuçta ben kadınsı nesneler üzerinde çalışıyorum. Çünkü bir kadınım ve ancak kadınlar tarafından bakabilir, hissedebilirim. Erkek dünyasını tanımıyorum. Belki de az çok eşiminkini tanıyorumdur. Aslında bir de şu var ki, dünyanın her yerinde kadınlara sunulan fırsatlar daha fazla. Bangladeş’te bile bir kadın sanatçı olarak daha fazla fırsatla karşılaşabilirsiniz. Ama erkek güçlü olmak zorunda ve güç gerektiren işler yapmak zorunda.

 
Bu çalışmadaki eserlerinizin, kadının karmaşık duygularını ve aynı zamanda kadının toplumdaki yerini vurguladığını söyleyebilir miyiz?

Kesinlikle. Bu çalışmaların hepsi toplumdan besleniyor. Tüm nesneler gündelik hayatta karşılaşabileceğiniz şeyler. Örneğin ben ilk çalışmalarıma başladığım zamanlarda da kadının özgürlüğüne yönelik nesneler üzerinde çalışırdım. Örneğin Dakka’dayken kadınların daha önce hiç görmediğim türde bir şey taktığını görmüştüm. Tüm suratı kaplayan bir maske, altın, gümüş, vs… Onlardan satın almak için deli oldum. Çok aradık fakat bulamadık. Daha sonra açık başka bir kaynaktan buldum. Ve onun üzerinde çalıştım. Bu çalışmadaki en orijinal parçalardan biri bu maskedir.


Sergi
: ‘’Never Been Intimate’’
Adres
: İstiklal Cad. Mısır Apt 163/4 Galatasaray İstanbul/Türkiye
Tarih
: 01 Kasım – 30 Aralık 2013
Saat
: 10.00 – 19.00 (Pazar günleri hariç)

Daha fazla bilgi için: Eda Derala: ed@piartworks.com , Cihan Yıldız: cy@piartworks.com
(212.293.71.03)

Daha fazla yazı yok
2024-05-15 02:16:56