A password will be e-mailed to you.

Anne, baba, kardeş katli, ensest, cinnetin ve cinayetin binbir türü ve tanrıların laneti temalarının en bol işlendiği en eski kaynaklar kuşkusuz Batı tiyatrosunun belkemiğini oluşturan antik Yunan tragedyaları. Tragedyalarda vahşet sahnede gösterilmez, amaç bu yaşanan korkunçluklardan, bunları yaşayanların trajedilerinden seyrcinin ahlaki dersler çıkarmasıdır. Tragedyanın şarap (ve tiyatro) tanrısı Diyonisos’a adanan festival ve şenliklerde doğduğu ve düzenlenen yarışmalarla geliştiği düşünülüyor.  Türün ustaları, günümüze kalan ve hala sahnelenen az sayıda eserin yazarları Aeschylus, Sofokles ve Euripides. İstanbul Devlet Tiyatroları, klasikleri yeni nesillere tanıtmak ve tiyatroseverlerle buluşturmaya devam etmek misyonu çerçevesinde, Işıl Kasapoğlu yönetiminde, Sofokles’in Elektra’sını yeni sezon repertuarında sahneliyor. 100 küsur oyun yazdığı düşünülen Sofokles’in günümüze ulaşmış 7 eserinden biri Elektra.

Önce “intikam” ana temalı konusuna bir göz atalım: Elektra’nın babası Agamemnon Troya savaşından önce tanrıları sakinleştirmek için kızları İfigenya’yı kurban etmiştir. Bunu ve kocasının savaştan bir metresle (Kassandra) dönmesini hazmedemeyen anne kraliçe Klitemnestra kocasını ve metresini öldürüp kocasının kuzeni Egistus’la evlenmiştir. Agamemnon’la Klitemnestra’nın oğulları Orestes küçücükken güvenliği için uzağa gönderilmiş, Elektra ve kız kardeşi Krisotemis ise sarayda kalmıştır. Elektra babasını öldürdüğü için annesini asla affedemez, sarayda mutsuz, tutsak gibi bir hayat sürer. Tek umudu, kardeşi Orestes’in dönüp babasının intikamını almasıdır. Saraya iki kişi gelir, Orestes’in öldüğünü, küllerini getirdiklerini söylerler. Halbuki gerçek bambaşkadır.

Günümüzde antik Yunan’da tragedyaların nasıl sahnelendiğine dair az çok bilgimiz var. Onların orijinal sahneleme anlayışına sadık ya da yakın kalarak sahnelenenlerini de ana temaya odaklanıp modernize edilenlerini de izledik. Ortalama işlerde genellikle bu metin temelli işlerin modern seyirciye “sıkıcı” gelebileceği ön düşüncesiyle türlü çeşit aksesuar, sahne tasarımı, oyunculuk stili vs. ile tekstin adeta “gizlenmeye” çalışıldığına tanık olmuşumdur. Tiyatromuzun, özellikle her döneme ait klasiklerde bence büyük ustalarından olan Işıl Kasapoğlu ise “Elektra” rejisinde tam tersi bir üslup benimseyip, tamamen metne odaklanmış, ne de iyi yapmış! İlk kez bir Antik Yunan tragedyasını, tabii oyunculukların duruluğu sayesinde de, değişik boyutlarıyla ve tamamıyla anlayıp içselleştirebildim.

Kasapoğlu’nun rejisinde, bembeyaz sahne çıplak; üzerinde ufak detaylarla birbirinden ayrılan nefis kostümlü (kostüm: Nalan Alaylı) oyuncular ve çok gerektikçe çıkan birkaç aksesuar dışında dikkati metinden ve oyunculuktan uzaklaştıracak hiçbir gereksiz ayrıntı yok. Bir de tabii ışık; Kasapoğlu sahneyi bir ışık paleti, ışığı da neredeyse yorumlayıcı bir dış ses olarak kullanıyor ve sahneleri vahşi renklerle boyuyor; son derece dozunda ve sadece çok gerekli yerlerde tatlı, küçük, yaratıcı oyunlara başvuruyor (örneğin iki kızkardeşin çocukluktaki yakınlıklarına işaret etmek için kukla/bebek oynama sahneleri). Kontrtenor Nuri Harun Ateş’in eski çağlardan kulağımıza fısıldadığı “antik” diyebileceğim ezgiler,  (müzik: Alper Maral) başarılı ekip oyunculuğuyla da birleşince arasız 1 saat 50 dakikanın tamamında koltuğun ucunda izlenen, müthiş, büyücü işi bir Elektra çıkmış ortaya.

Bir antik tragedyanın günümüzde başarılı olması için reji kadar özellikle başroldeki oyuncunun yetkinliği de çok önemli. Elektra rolünde Özlem Öçalmaz izlediğim en iyi trajik kahramanlardan biri; karakterle öyle bir bütünleşmiş ki adeta kalbiye, ciğeriyle oynuyor, bu acılı, mutsuz karakteri tüm ruhuyla iliklerine kadar hissedip yansıtıyor. Lala rolünde Fikret Urucu ve kraliçe Klytaimnestra rolünde Kübra Tektaş da oyunculuklarıyla dikkat çekiyorlar.

İstanbul Devlet Tiyatroları’nın Elektra’sını iyi bir antik Yunan tragedyası sahnelemesi nasıl olmalı sorusuna cevap olarak izleyin, çoluğunuza çocuğunuza izlettirin; tiyatro sevgisi ve ilgisi genç yaşlarda böyle bir tek başarılı klasik iş izleyerek başlıyor genellikle.

Elektra, 28 Şubat-11 Mart arasında DT Cevahir Sahnesi’nde.

 

İLGİLİ HABERLER

Game of Thrones modern bir Yunan tragedyası mı?

Gitmenin arkeolojisi

Daha fazla yazı yok
2024-05-02 17:53:06