A password will be e-mailed to you.

Ayşegül Sönmez, Cem Erciyes’in bugünkü yazısından hareketle Miro skandalını yazıyor…

Bugünkü yazısında Miro sergisindeki sahtekarlığın onu şaşırtmadığını söylüyor Radikal kültür ve sanat editor Cem Erciyes… Yazısından anladığım onu asıl şaşırtan, çalıştığı gazetenin bu sergiye sponsorluğu olmuş. Türkiye’nin kültür ve sanata katkısıyla bilinen en önemli gazetelerinden biri sahte eserlerden oluşan bir serginin sponsoru.

Tamamen sahte imzalarla dolu bir sergiyi göğsünü gere gere sponsoru olarak kamuoyuna tanıtıyor. Tabii bunu yaparken bilmiyor ki bu eserler sahte…

Koskoca Akademi, Mimar Sinan Üniversitesi bilememiş, Radikal nasıl bilsin? Serginin, İzmir’de aylar önce açıldığını da yazmış Erciyes. İşte bu çok ilginç. Bir grup İzmirlinin kopya Miro’larla saatler, günler geçirdiğini düşünmek değil böyle bir sahte serginin sahteliğinin ortaya çıkmaması. Çıkmadığı gibi İstanbul’a gelmesi…

Miro, Dali gibi sanatçılarla ilgili sergi yaparken birkaç basit kural var oysa… Varislerinin olduğu kurumlara başvurmak… Bugün iki dakikanızı almayacak bir email atmak… Belli eksper sertifikalarını görmek istemek… Çok basit ve 24 saatinizi almayacak bir takım prosedürler…

Ne var ki bu prosedürleri bir sanat danışmanı olmayan Radikal kurumunun ötesinde Akademi de yapmaya yanaşmıyor. Hadi diyelim ki yılların Akademi’si gözüne çok güveniyor. Radikal gibi bir kurumun niçin bir sanat danışmanı yok? Sanat danışmanına danışmadan sergilere neye göre sponsor oluyor? Hadi sanat danışmanı yok, kültür ve sanat editörünün gazetenin hangi kültürel aktivitelere sponsor olacağından nasıl haberi yok?

Bu olaydan pek çok kurumun büyük dersler çıkarması gerekiyor. Sanat’ta “çok para” olabilir. Ama hep altını çizdiğim gibi sanat bir uzmanlık alanıdır. Sadece para kazanmak için yaklaşabilirsiniz. Lakin uzmanlara ihtiyacınız vardır. Belgelere… Bazı nesnel gerçeklere…

Bugün sadece Radikal gazetesi, Akademi değil müzayedelerin de bu olaydan bir ders çıkarmaları gerekir. Danışmanlarla, eksperlerle, belgelerle, uzmanlarla onların da çalışması şarttır. Müzayede kataloglarında sanatçılarla ilgili çoğu bilgi yanlış. Yanıltıcı. Eser, akriliktir. Yağlı boya diye geçer. Tarih bilgisi sorunludur. Çoğu zaman yoktur. Başıma geldiği gibi bir müzayedeciye bunu sorduğunuzda “hangi biriyle uğraşacağım” yanıtı alabilirsiniz.

Lütfen hep birlikte Miro olayına gülüp geçmeyelim. Evet, komik bir tarafı var ama bu bir skandal!

Büyük bir skandal! Sahte Miro’ları orjinal diye gezen İzmirlilere karşı bir borç var ödenmesi gereken… Sahte olduğu anlaşılana kadar İstanbul’da Miro sergisini gezen ilkokul çocuklarına da… Onların öğretmenlerine de… Tüm sanatseverlere de… Bunu hak etmiyorlardı. Dolandırıldılar.

Öte yandan Akademi gibi bir zamanlar Türkiye resminin Batılılaşma merkez üssünün sahte bir Miro sergisini “onadığı”nı görmek sarsıcı.

Akademi, ona ait olan Tophane’deki sergi mekanında bu serginin açılmasına izin vererek sanatseverleri dolandırma olayının neresinde durmuş oluyor? Merkezinde? Acaba artık şunu görmemiz mi gerekiyor? Bu kurumun çoktan her türlü fikir ve görsellik üretiminde bırakın Akademik olmayı tedavülden kalktığını?

Bu hafta itibariyle rektör yardımcısı Caner Karavit, istifa etti. Bundan sonra bu sergiyle ilgili başka kimler istifa edecek? Rektör bu olayı nasıl unutturacak?

En mühimi bu sahte serginin yerine orjinal bir Miro sergisi getirilerek masum sanatseverlere borç ödenecek mi?

Daha fazla yazı yok
2024-05-11 09:20:23