A password will be e-mailed to you.

Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün Galeri Artist’e yaptığı baskın sonucu 78 parça tarihi eseri kaçırmakla suçlanan Dağhan Özil Sanatatak’a konuştu. İddiaların asılsız olduğunu, İslam sanatıyla çağdaş sanatı buluşturmayı amaçladığını ifade eden Özil, o eserleri kaçırmadığını, eserlerin şahsi koleksiyonunda yer aldığını söyledi: “Bu tip eserleri evet koleksiyonuma aldım ama hiçbir zaman satıcı olmadım. Türkiye Cumhuriyeti’nde ve dünyada bunları sattığımı bir kişi bile iddia edemez.”

 

Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün galerinize düzenlediği baskın sonucu 78 parça tarihi eseri kaçırmakla suçlanıyorsunuz. Neler söylemek istersiniz?

İlk olarak biz tarihi eser kaçırmakla suçlanmıyoruz ortada bir iddianame yok. Emniyet güçleri bir şikayet almışlar. 12 Mayıs 2020’de bana bir telefon geldi. Galerimiz kapalıydı. Telefonun gelmesinin ardından galerimizi açtık. Galerimizde sergilenmek üzere bulunan koleksiyonuma ait ve emanet aldığımız ağırlığı Osmanlı, Safavi, Büyük Selçuklu İmparatorluğu ve Çin sanatına ait etnografik eserlerden bir kısmını (78 adet) bilirkişiler tarafından incelemek üzere teslim aldılar. Bu eserler 1997 yılında açılıp 2003 yılında sonuçlanan dava sonucu tarafıma iade edilen eserlerdir.

 

Evet, 2014 yılında da Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nden kaybolan 302 eserle ilgili başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanmıştınız.

Tutuklanmam müzeden çalıntı eserlerle ilgili değildi. Benimle ilgili herhangi bir arama ve yakalama talebi yokken kendi isteğimle olayı aydınlatmak için gitmiş olduğum savcıya ifade verirken girmiş olduğumuz karşılıklı tartışmanın sonucunda savcı ifademi tamamen almadan beni tutuklanma talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk etti. Bunun üzerine binlerce sayfadan oluşan mahkeme dosyasını incelemeden hakim hakkımda tutuklama kararını verdi. Müzeden çalınan eserlerle alakalı durum şudur… Müzeden çalınan 60 küsür eserden 5 adedini ben alıp sattım. Bunları alıp satarken Kültür Bakanlığı’nın izni ile bu eylemi gerçekleştirdim. Burada bir sorumlu varsa Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı’dır.

 

5 adet “çalıntı” resim sattım sorumluluk Kültür Bakanlığı derken Bakanlık onaylı mıydı ki bu resimler?

Evet, hepsi bakanlık tarafından müzayede evlerine yazılı olarak vermiş olduğu belge ile satıldı. Belge alınıp satılmasında sakınca yoktur diyordu.

“Çağdaş eserlerle diyalog kurdurduk”

Galeride operasyon sonucu ele geçirildiği söylenen eserlerin Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Safevi dönemlerine ait eserler olduğu belirtildi. Galeri Artist; Jannis Kounellis, Rebecca Horn, Mimmo Paladino gibi uluslararası sanatçılarla da çalışan bir çağdaş sanat galerisi değil mi? Eski eser alıp satıyor mu?

Söz konusu eserler, 1997 yılında açılıp 2003 yılında sonuçlanan dava sonucu tarafıma iade edilen eserlerdir. O günden bugüne, bu eserleri büyük özenle koruyorum. Bu tip eserleri evet koleksiyonuma aldım ama hiçbir zaman satıcı olmadım. Türkiye Cumhuriyeti’nde ve dünyada bunları sattığımı bir kişi bile iddia edemez. Bu eserleri ben 2007 yılından beri yapmış olduğum çağdaş sanat sergilerinde diyalog kurdurarak kullandım, kullanıyorum. Bu sergileri, galerimin Instagram sayfasında bulabilirsiniz. Bu eserlerin bulundurulması ve sergilenmesi yasadışı bir şey olsaydı Instagram hesabımdan doğal olarak paylaşmazdım.

Örneğin 2007 senesinden bu yana yaptığımız çağdaş sanat sergilerinde İslam sanatını çağdaş eserlerle diyalog kurdurmak misyonunu üstlenmiş durumdayız. Gothard Graubner sergisinde 18. yüzyıl Çin porselenlerinin renk armonisi üzerinde diyalog kurdurduk. Johan Tahon sergisinde ise İznik seramikleri ile aynı felsefeyi izledik.

“Vitraylar camiden değil bir apartmandan”

Cam bir vitrayı camiden sökmüşsünüz satmak üzere… Hangi camiden söktüğünüz araştırılıyor. Hangi camiden söktünüz?

Camiden söküldüğü iddia edilen vitray, Taksim Gümüşsuyu’nda 1932 senesinde inşa edilen Hayırlı Apartmanı‘nda 1950’li yıllarda vitray sanatının moda olmasıyla apartman sakinlerinin apartman boşluğuna ve dairelerin içine siparişle yaptırdığı vitraylar.

Bunlarla ilgili evrakları da dosyaya sunacağız. Daha sonra zaman içinde bu vitraylardan bir tanesi, 2014 tarihinde bir müzayede evinde satışa sunulmuş. Bu vitraylar 50’ler, 60’lar, 70’ler ve 80’lerde dekoratif amaçlı kullanılmış eserlerdir. Bunlar camilerde kullanılan vitraylar gibi dış etkilere dayanıklı malzeme ile yapılmış eserler değildir. İlk yağan yağmurda yok olacak eserlerdir. Doğal olarak bu vitrayın camide kullanılması teknik olarak söz konusu değildir.

 

İLGİLİ HABERLER

Galeri Artist’e kaçak tarihi eser baskını

Dağhan Özil’den açıklama

Daha fazla yazı yok
2024-05-04 13:56:46