A password will be e-mailed to you.

Kültür Bakanlığı Türk Sineması’nın 100. yılında en iyi 100 filmi seçmek için halkoylamasını başlattı. Sanatatak sinema yazarları Burak Kaplan ve Arda Karaböcek de kendi listelerini hazırladılar. İşte yazarlarımıza göre Türkiye Sineması’nın en iyi on filmi…

Sevmek Zamanı (1965)

Metin Erksan’ın İtalyan yeni gerçekçiliği ve Antonioni etkisini üzerinde taşıyan filmi Sevmek Zamanı, bir boyacının, tablodaki bir kadına aşık olmasını konu alır. Boyacı, resmin model olarak kullandığı kadın ile ilgilenmez, onun aşık olduğu şey surettir. İlginç konusu yüzünden dağıtımcı bulmakta zorlanan filmin değeri sonradan anlaşıldı.

Yol (1981)

1989 yılında, evlerinde video kasetten Yol’u izleyen beş üniversite öğrencisi göz altına alınmıştı. 17 yıl boyunca bir filmden korktu Türkiye! Gözlerini perdeden, ekrandan kaçırdı. Perdede olan biten her şey 80 sonrası Türkiye’sinin eşsiz bir yansımasıydı çünkü. Eğer gerçekten ‘iyi film’ yönetmen Lars von Trier’in tanımındaki gibi ‘ayakkabınızın içine kaçmış bir taş’ demekse, Yol sinemamızdaki en büyük taş bizim için.

Anayurt Oteli (1987)

Yusuf Atılgan’ın eşsiz romanının Ömer Kavur yönetimindeki sinema uyarlaması, belki de ülkemiz sinema tarihinin gördüğü en iyi edebiyat uyarlaması. Ayrıca, günümüz Türkiye Sineması’ndaki karakter dramaları Anayurt Oteli’ne ve Zebercet’in varlığına da çok şey borçlu.

Arabesk (1988)

Hepimizin defalarca ilk günkü keyifle izlediği pek çok filmi miras bıraktı bize Ertem Eğilmez. Arabesk’le de kendi sinemasının bir özetini çıkarıp, aramızdan ayrıldı. Arabesk, kesinlikle sinemamızın en iyi ‘güldürü’ örneklerinden!

Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni (1990)

Bir sinema aşığısınız. Yeşilçam’ın yükselişini ve çöküşünü konuşmak istiyorsunuz bir arkadaşınızla. Neden olmadı, neyi yanlış yaptık sorularını masaya yatıralım diyorsunuz. Yatırmayın, konuşmayın! Onun yerine Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni’ni açıp izleyin (ya da zaten izlediyseniz yeniden izleyin).  Yavuz Turgul’un filmi bu tartışmadaki pek çok sorunun cevabı çünkü.

Masumiyet (1997)

Zeki Demirkubuz, karakterlerinin dertlerini, aşklarını, tercihlerini Türkiye’ye özgün bir şekilde tanımlayarak, duru bir Türkiye sineması dili ortaya çıkarıyor.  Kader ile bu dili mükemmeleştirdiğini de eklememiz gerekir.

9 (2002)

Ümit Ünal’ın tanınmasına vesile olan 9, neredeyse tek bir mekanda geçmesiyle ve buna rağmen heyecanını yitirmemesiyle Türkiye sinemasına yeni bir soluk getirdi. 9, arkasından gelecek düşük bütçeli diğer yapımların izleyebileceği yolu çizen filmlerden biri oldu.

Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak (2004)

Ahmet Uluçay’ın ilk uzun metraj filmi olan Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak, bu listenin olmazsa olmazı. Uluçay’ın kişisel hikayesinden yola çıkarak yazdığı film, genelde Türkiye sinemasında rastlayamadığımız bir naifliğe sahip.

Kosmos (2010)

Reha Erdem’in sürreal filmi Kosmos, seyirciyi sorgulamaya iten, ses ve kurgusu ile yeni anlatım yolları deneyen, fantastik algısını gerçekçilikle perçinleyen, önemli bir yapım.

Bir Zamanlar Anadolu’da (2010)

‘Anadolu topraklarında bir polisiye nasıl çekilir?’ sorusuna, Ceylan’ın sinema tarihimizin en iyi filmlerinden biriyle cevap vereceğini nereden bilebilirdik ki? Bir Zamanlar Anadolu’daKış Uykusu’nu henüz izlemesek de – bir yönetmenin perdede nasıl büyüdüğünün destansı bir kanıtı adeta.

Daha fazla yazı yok
2024-05-11 16:21:30