A password will be e-mailed to you.

Türkiye’den ve Fransa’dan birçok sanatçıyı bir araya getiren “Hyphologie” başlıklı sergi, 28 Aralık’a kadar Sanatorium’un konuğu olacak. 

28 Kasım’dan beri devam eden sergi Hyphologie, dört Türk ve beş Fransız sanatçıyı bir araya getirdi. Ben de dokuz sanatçının bir başlık altında nasıl toplandığını görmek için apar topar Sanatorium’a gittim. Bu kadar enerjik ve genç bir birlikteliği görmenin yanı sıra üç sanatçı eşliğinde sergiyi turlama fırsatı da buldum. Artık nasıl bir enformasyon bombardımanına maruz kaldığımı siz düşünün.

Zihin açıcı bu tura başlamadan önce günlük hayatta duymaya alışık olmadığımız “hyphologie” ismine ve serginin amacına değinmek istiyorum.

Filmlerde, metinlerde, resimlerde göstergeler ile uğraşmayanlarınız dışında hyphologie kelimesini pek kimseler bilmez. 19. yüzyılda yaşamış modern zamanların filozofu ve göstergebilimcisi Roland Barthes’in ortaya attığı bir kavram bu. Hypho yani “örümcek ağı” tekniği, metin ve gösterge kuramı araştırmalarında kullanılır. Küratör bu sergi başlığının önceliği olmadığını söylese de ben “İşte budur!” denecek kadar sergiye çok iyi oturduğunu düşünüyorum. Günlük hayatımızda sürekli karşılaştığımız objelerden tutun, yüksek sanat yapıtlarına dair her şey bir gösterge olarak kabul edilebilir. Bkz; Yağız Özgen’in flüoresanlarına, Ludovic Bernhardt’ın ilaç kutularına, Societe Realiste’nin dünyadaki bütün ay simgeli bayraklarına, François Ronsiaux’ın kurtuluş haritasına. Anlayacağız sergideki her eserin alt metni herkesi şaşırtacak kadar çok sağlamdı.

Amaç ise ancak bu kadar birleştirici olur! Türkiye ve Fransa arasında her ne kadar sosyo-kültürel farklılıklar olsa da sergi, bu iki ülke sanatçılarını bir araya getirerek günümüze ait toplumsal ve sanatsal bir konuya ilişkin bir bağlaç bulup sınırları yok etme peşinde ki bunu başarmış da. Böyle bir etkinlikle tatlı tatlı bir aradaydık.

Şimdi izninizle iki Türk sanatçı Kerem Ozan Bayraktar, Yağız Özgen ve serginin küratörü Fransız Ludovic Bernhardt eşliğinde büyük zevkler alarak yaptığım tura gelelim.

Birçok yerde belli bir ücret karşılığında yapılan hatta kitapçığı ezberleyerek anlatan rehberin aksine bu turda çok şanslıydım. Bu kez sıkılmayacaktım, biliyordum!

Şimdi turumuza küratör Ludovic’in “Rorschach World Map”iyle başlayalım. İlk önce kısa bir sözlük bilgisi verelim: Rorschach, bir insanın nevrozlu olup olmadığını anlamak için yapılan psikolojik testtir. Toplam on karttan oluşan bu teste Ludovic Kuzey ve Güney diyerekten iki tane daha kart eklemiş. Sergideki birçok sanatçı gibi o da duygusallıktan çok cerrahi hassasiyet ile yaklaşmış eserine. Neyse ki bu mürekkep lekesi testinden ne anlam çıkarırsanız çıkarın sizle ilgili bir tanı konmayacak.

Daha sonra benim en etkilendiğim çalışmalardan birine geldik. Kerem Ozan Bayraktar’ın “Sky/every/day” isimli çalışma, bir şiirin, ses dalgalarından oluşan transkripsiyonu. Hazır oradayken ondan dinliyoruz eserini. Bu eserde üç durum var diyor Kerem: Şiirin kendisi, benim sesim ve sesimin temsili bu transkripsiyon. Ağızından çıkan her sesle kağıdın üzerindeki boşluk oranının benzerliği dikkat çekiyor ve sanatçı şiirin yapısal durumunun dışında eserdeki duygunun da görülebilir olduğunu söylüyor.

Serginin bir diğer büyük işi ise François Ronsiaux’un kurgusal kartografisi “Survival Map” ve dünyanın sonuna ilişkin tedirgin edici bulduğum fütüristik çalışması, IP United Land. François bu iki çalışmasında klişeleşmiş Hollywood  “felaket fantezisi” filmlerinin çok ötesine geçmiş.

Açıkçası sergide yok yok: Günümüzün en popüler antidepresanı olan Xanax kutularından oluşan bir diyagram, 10 saniyeden sonra gözü yoran minimalist çalışması “Untitled”, sular yükseldiğinde hayatta kalacak gökdelen ve yanardağlar, felaket ancak bu kadar zarif bir şekilde gösterilir dediğim fay çizgileri, günlük hayatta sürekli görmeye maruz kaldığımız billboardların ya da reklam afişlerinin arka penceresi yani flüoresan tüplerin modellenmesi, kendini sürekli yıkıp yenileyen hafıza…

Sergi 28 Aralık’a kadar devam edecek. Meraklılarınız varsa, azıcık da psikanaliz ile ilgiliyseniz, yeni yıla girmeden önce göstergeler içinde boğulayım diyorsanız bu sergiyi kaçırmayın!

Daha fazla yazı yok
2024-05-26 01:25:28