A password will be e-mailed to you.

Lydia Lunch bir No Wave efsanesi, Sonic Youth ve Nick Cave’le çalıştı, kitaplar yazdı ve sanatla uğraştı. Şimdi 56 yaşında ve hala, pop kültürün ticarileştirilmesine öfkeleniyor: "Para için yapıyorsanız, sanat yapmıyorsunuzdur. Ticaretle uğraşıyorsunuzdur" diyor Lunch. Guardian’da Nadja Sayej imzasıyla yayınlanan yazıyı çeviri ekibimizden Billur C. Yılmazyiğit çevirdi.

Lydia Lunch Berlin’de sahne alır. Urban Spree’nin DYS Festivali’nde kara kahküllerinin arkasından öndeki kalabalığa bakarak, yükselen sahne dumanları arasından kırmızı ojeli tırnaklarını ileriye uzatır ve "Narkotikler ve psikotropikler, ekstazi ellerimin arasından kayıp gidiyor. Hala uyuşturucu arıyorum -Sorunlarımı çözmek için bir yıl boyunca cinsel komada kalmaya ihtiyacım var- tam beş kez kokain (crack) denedim. Gene de haz alamadım.” diye bağırır.

70’lerin sonunda No Wave hareketinin bir parçası olarak ortaya çıkan Lunch, 56 yaşındayken bile New York yeraltı müziğinin sesi olarak kalmıştır. Şarkıcı, şair, aktör, görsel sanatçı ve sözlü edebi sanat (spoken word) icracısı olan Lunch’ın, ne bir menajeri ne de bir halkla ilişkiler ajansı var, hatta kariyerinin kimi dönemlerinde evsizdi.

“Para için yapıyorsanız, sanat yapmıyorsunuzdur. Ticaretle uğraşıyorsunuzdur.”diyor. “Sanatçı olmak bir kariyer seçimi değildir ama, ‘kanınız kaynadıysa’ bu bir gerekliliktir.” der. Sözlü edebi sanat icrası yok olmaya yüz tuttuğunda bile bu, kendi deyimiyle ‘geriye kalan son savaş fahişesi’ olmasını engellemez.

Sahnede geçirdiği 37 yıldan sonra Lunch -bu adı arkadaşları olan Amerikan punkları the Dead Boys için yiyecek çaldığı için almıştır- 1500’den fazla kitap, poster ve günlük, yayınlanmamış canlı çekimler, yayınlanmamış fotoğraf ve hayranlarından gelen e-postalardan oluşan dev arşivini halka açmak üzere muhtelif Amerikan üniversiteleri ve kurumlarla görüşme halinde.

Berlin Michelberger Hotel’de bir kadeh beyaz şaraptan sonra “Bugüne dek yaptığım herşey” diyor Lunch. “1990’dan bu yana fotoğraf çekiyorum, her birinin taranması gerekiyor. Kim olduğunu bilmediğim adamlardan mektuplar aldım, üzerinde bedensel sıvılar olan mektuplar. Otuz yedi yıl, yaratma açısından epey uzun bir zaman. Hepsinin işe yaramasını istedim.”

Lunch şimdilerde eski Sonic Youth’un solisti Thurston Moore’la birlikte Boulder, Colorado’da Budist bir yazı enstitüsü olan Jack Kerouac School of Disembodied Poetics’te (Jack Kerouac Ruhani Şiir Sanatı Okulu) bir yazı atölyesine ev sahipliği yapıyor. 29 Temmuzda San Francisco DNA gece kulübü ve 31 Temmuzda Los Angeles Teragram Ballroom’da sahne alıyor ve aynı gece, genç erkeklerin All My Heroes are Killers (Bütün Kahramanlarım Katil) adıyla siyah-beyaz fotoğraflarını sergileyen Jasmine Hirst ile birlikte, Los Angeles Lethal Amounts Galerisi’nde Beautiful Wrecks (Güzel Enkazlar) adlı fotoğraf sergisini açıyor. Ardından Supersense arts festival  için Melbourne’e gidiyor. Şiirlerinin bir antolojisi olan Bloodworks, gelecek yıl Fransa’da piyasaya çıkmak için sırasını bekliyor.

Lunch, Melbourne’den sonra Woodstock’a geri dönerek, önceki kitabına fazlasıyla ters düşeceğini söylediği, seks üzerine kalın bir kitap yazacak. “Hazzın isyanından yanayım” diyor sigarasını yakarken. “Yaşadığım bütün mutlulukları ve trajedileri paylaştım ama, özel hayatımda ben bir amigo, bir iyimserim. Hayatımın bu yanını kimseyle paylaşmadım. Travmanın etkisi geçtikten sonra, haz ve mutlulukta yüzmeye başlıyorsun-kişisel haz. İlahi bir oburluk olduğunu söylemeliyim.”

Bu kitap için, adını vermek istemediği ‘biriyle birlikte çok sayıda araştırma’ yapıyor. “İyi bir sanat yapıtı olacağını sandığım ve literatüre girmesi gereken bu kitaba esinlenme kaynağı olacak birini bulmak hayli zamanımı aldı. Seks çoğu kere çok kötü bir biçimde betimleniyor, neyin 50 gölgesi? Bu bir hakaret çok sığ.”

Lunch, 2004 yılında Bush ikinci kez seçildiğinde New York’tan kaçtı: “Bunu kabullenemezdim.” Barselona’ya yerleşti ve sık sık yazarların villalarına ve sanat festivallerine seyahat etti, müzik grubu Retrovirus’la turlara çıktı. Bu göçebe hayat tarzının, arşivleri için kalıcı bir yer aramasının nedeni olduğunu söylüyor. Anaakım pop kültürüne her zaman canlı ve konuşkan bir biçimde karşı çıkan bir tutum sergiledi ve kurumsal Amerika’ya dair fikirlerini çekinmeden söyledi.

“Zenginlerin ünü ve hiçbir şey yapmadan tanınmak, bir döngü ve bir gün kültürel bir isyanin gerçekleşeceğini umuyorum. diyor. “İnsanlar giysilere veya ameliyatlara kaç para ödediğinize dayanan, boş ve kültürel olarak iflas etmiş zırvalardan bıkıp usanacak. Kuşak temelinde bir isyan gerçekleşecek mi? Önümüzdeki döngünün kurumsallık karşıtı olacağını umabiliriz. Kurumlar kazandı: Senin değerin ne ürettiğine veya ne dediğine değil, ne yapıp ettiğine dayalı.”

“Madonna ve Lady Gaga’nın, yeraltından fikirler çalan ve ardından işledikleri suçu bir anaakıma göre geliştiren kültürel vampir (gibi) stilistleri var.” diyor ve ekliyor: “Her alanda tam anlamıyla sahtekarlık. Bunlar benim düşmanlarım. Bu yüzden ‘Beni Lady Gaza diye çağırabilirsiniz.’ diyorum.”

Ancak saygı duyduğu kimi müzisyenler de var. Elektronik müzik yapan Nicolas Jaar Lunch’la bir hayranı olarak temasa geçti ve Lunch’ın 1990’da çıkardığı Conspiracy of Women (COW, Kadınların Komplosu) adlı sanat albümünden bir parçanın remixini (kendi kayıt firması olan Other People tarafından yeniden piyasaya çıkardı) yapıp yapamayacağını sordu. “İnsanları desteklemek için bir şeyler yapıyor.” diyor Lunch, “Kendi kuşağından insanların yapacağı kültürel devrimin başlangıcı o. İşte umudumun asla tükenmeyeceği yer de burası.”

Rochester, New York eyaletinde doğan Lunch, 70’li yıllarda New York şehrine taşındı ve Teenage Jesus and the Jerks grubunu kurdu. James Chance and the Contortions ve Mars gibi gruplarla birlikte, No Wave tablosunun bütünleyici bir parçasıydı –zamanın Talking Heads ve Blondie gibi grupları tarafından temsil edilen daha ticari yeni dalga hareketine, ham, gürültülü ve sanatsal bir alternatif.

Lunch daha en başından basit bir şarkıcıdan çok daha fazlasıydı, her zaman kendisiyle aynı görüşte olan sanatçılarla işbirliği yapmaya açlık duydu. 1978’de No Wave film yapımcıları Beth B. ve Scott B.’nin Black Box adlı filminde baskıcı kadın rolünü oynadı. Yaptığı unutulmaz vokallerle Sonic Youth’un Death Valley 69’unu söyledi.1997’de yayınlanan Paradoxia: a Predator’s Diary (Çelişki: Bir Yırtıcının Günlüğü), sıkıntı dolu şarkı sözleriyle araştırmayı sürdürdüğü madde bağımlılığı, tacizci baba ve cinsel açıdan baskın olma eğilimlerini ayrıntılı olarak anlattığı öykü şeklinde bir anı kitabıdır.

Lunch, Sonic Youth’un yanısıra Nick Cave’le de çalıştı, Henry Rollins’le birlikte Kiss Napoleon Goodbye adlı kısa filmde başrol oynadı. Sanatçı Richard Kern’in çalışmasında rol aldı ve küratör olarak çalıştı. “Çalıştığım insanların çoğu benden daha ünlü değildi ama, daha sonra benden çok daha ünlü oldular.” diyor. “Onlar aynı kaydı 100 defa yaptılar ama, ben yapmadım.”

Mırıldanan, cızırtılı vokaller ve inleyen gitarlarla dolu dokuz parçadan oluşan Yeni Retrovirus albümü Urge to Kill, Mayıs ayında kendi firması Widowspeak tarafından piyasaya çıkarıldı. Lock Your Door, intikam dolu bir ayrılık ağıdıyken, Dead Me You Beside hafif bir gitar sesiyle doldurulmuştur. “Ben sadece bir yazarım, kelimeleri karşıya ulaştırmak için müziği makinalı tüfek gibi kullanıyorum sadece.” diyor.

Yaptığı işlerin büyük bir kısmının ünlenmesine rağmen Lunch, hala kültürel bir etkisi olduğunu hissetmiyor. “Her zaman şunu söylemişimdir: ‘Beni Courtney Love yüzünden suçlamayın, raydan çıkarak hendeğe çarpan bir tren kazası o. Bireyleri etkilediğimi biliyorum ve önemli olan da bu ama, sahip olduğum etkileşimi geri yansıtacak bir kültür göremiyorum.”

Yine de mücadele ediyor ve diğerlerini aynı şeyi yapmaları için cesaretlendiriyor. Lunch, yazarların performans yapmalarına yardımcı olmak üzere From the Page to the Stage adlı bir atölye oluşturdu. “Kadınlar, kendi şeytanlarını kovmak amacıyla bile olsa öyküler yazmalılar. Neden böyle bilmiyorum ama, insanlar hep korku içindeler. Bu yüzden kendimi kültürel bir etkileşime sahip değilmiş gibi hissediyorum, aksi takdirde kadınlar cadde köşelerinde ateş püskürüyor, bağırıp çağırıyor ve fısıldıyor olacaklardı. 37 yıldan sonra insan ustalaşmayı öğrenebilir.”

Kaynak metin: http://www.theguardian.com/music/2015/jul/21/lydia-lunch-no-wave-music-writing-workshop

Daha fazla yazı yok
2024-05-10 08:30:28