A password will be e-mailed to you.

Bombalanmış mahallesinin caddelerinde çaldığı piyanosu ve Suriye’deki savaşı anlatan şarkılarıyla bir anda dünyanın gözlerini üzerine çevirdiği Ahmad Ayyam, "insanların moralini düzeltmek için şarkılar çalmaya başladım" diyor.

 

Dört yıl süren çatışma doğduğu kasaba olan Yermük’e –Şam’ın dışında bir Filistin mülteci kampı- diz çöktürmüş. Bölgedeki çoğu Filistin mülteci kampı gibi Yermük de yıllar içinde büyümüş ve zengin fakir ayırmadan herkese ev olmuş.

Şimdilerdeyse isyancılarla rejim güçleri arasındaki savaş yüzünden caddeler enkaza dönüşmüş durumda. Neredeyse bir yılı aşkın bir süredir Ahmad Yermük’teki enkazlar arasında süregiden bu mücadeleyi piyano eşliğinde şarkılaştırıyor.

‘Nasıl yardım edebileceğim, ne yapabileceğim konusunda aklıma hiç bir şey gelmediği bir zaman oldu, böylece piyanomu dışarıya, binalar arasındaki geçitlere yerleştirip insanların moralini yükseltmek için şarkılar çalmaya başladım.’ diyor. 

Her ne kadar gelip geçenler başlangıçta şaşırıp kalsa ve yaşadıklarının öyküsünü notalara döken bu sokak piyanistiyle zaman zaman alay etseler de çok geçmeden kamptaki gençler kendisine katılıp katılamayacaklarını sormaya başladılar.

‘Söylediğimiz şarkılar Yermük’te yaşayan herkesin içine işliyor, çünkü her gün yaşadıkları acıyı anlatıyor onlara: salgın hastalık, tıbbi malzeme eksikliği, yiyecek kıtlığı ve hatta çöpleri karıştırıp karın doyurmak.’ diyor Ahmad.

Şimdilerde Ahmad, Yermük’teki hayata dair şarkıları besteleyen ve söyleyen gençlerden ve yaşlılardan oluşan amatör bir müzisyenler topluluğunun başında. Kendi hazırladıkları onlarca müzik videosunu, Suriye’de süregiden savaşa dünyanın dikkatini çekeceklerini umarak yayınladılar.

İlk şarkıları Yermük’e sığınan yüzbinlerce insanla ilgili. Filistinli-Suriyeli yazar Nidal Bitari’ye göre savaştan önce kampta yaklaşık 800,000 Filistinli ve Suriyeli vardı. Şimdiyse çoğu çok fakir ve bedensel olarak güçten düşmüş yaklaşık 18,000 kişinin kaldığı düşünülüyor.

"Müzik kamptaki yerlerinden edilmiş o insanlara umut veriyo". diyen Ahmad’ın şarkıları, Yermük’ün yıkılmış evleri ve parçalanmış aileleri bütün Suriye’nin durumuna ayna tutuyor.

Hem Filistinliler hem de Suriyeliler ülkeyi terk etmek için, Akdeniz’de kaçakçıların sağladığı kalitesiz botlarla kaçmak gibi olağanüstü riskler alıyorlar.

Bir şarkısında ‘Evlerini terkeden ve denizde hayatlarını tehlikeye atanların hali öyle hüzünlü ki’ diyor.

Bilindiği gibi 2012 Aralık ayında Suriye hükumeti Yermük’ü ilk kez bombaladı ve bir camiye sığınan onlarca kişinin ölümüne neden oldu. Ardından isyancı gruplar Yermük’e girdi ve caddeler savaş alanına döndü.

2013 Kasım ayında, açlıktan ölen ilk kişinin 4 yaşında bir çocuk olduğu söyleniyor. BM raporlarına göre o günden sonra kampta 100’den çok kişi daha açlıktan veya açlıkla bağlantılı hastalıklardan dolayı ölüyor. Kamp sakinlerinin çoğu bitki yiyerek hayatta kalıyor. Yermük’te Müslüman bir görevli 2013 yılında kedi, köpek ve maymun yemelerine izin veriyor. 

Ahmad 2012 yılında savaş müzik çalışmalarını bırakmaya zorladığında kampa geri döndü.

Syria Deeply ile yaptığı bir röportajda Ahmad ‘İletmek istediğim mesaj şu, Yermük’te yaşayan insanlar sivil. Müziği, müzik dinlemeyi seven ve müziğe tapan insanlar bunlar. Basitce, savaşta değil barış içinde yaşamak isteyen insanlar.’ derken 2014 yılının başında, yani hemen hemen aynı dönemde Ahmad açık hava resitallerine başladığında. "Piyano yüksek kültürün bir simgesidir… Sokaklarda piyano çalmak, işte bu aynı anda hem zorluk hem de görkemliliği taşıyor.’ diye açıklıyor. Ayrıca piyanonun, işgalin ilk gününden beri kampta kesik olan elektriğe ihtiyaç duymamak gibi bir avantajı var" diye de ekliyor. 

Ahmad’ın babası tanınmış bir kemanist ve müzik aletleri yapımcısı.

"Bana müziği öğreten ve bugün bulunduğum noktaya gelmeme yardımcı olan babamla gurur duyuyorum" diyor Ahmad, Babası da hastalık ve açlığa rağmen sık sık kemanıyla resitallerine katılıyor oğlunun.

En sevdikleri şarkı su kıtlığıyla ilgili olanı. Yermük’te su, savaş sırasında boruların zarar gördüğü tarih olan 2014 Eylül ayından bu yana kesik. ‘Bu şarkının sözleri Yermük’teki çocukların her gün çektiği eziyetle ilgili. Çocukların çoğu babalarının ağır su bidonlarının taşınmasına yardım etmek için babalarıyla birlikte gidiyorlar’ diye anlatıyor.

İŞİD Nisan 2015’te şarkı söylemekten ve piyano çalmaktan vazgeçmeyen Ahmad’ın piyanosunu yaktı.

Ahmad Eylül ayında kamptan kaçarak Türkiye’ye geldi. Facebook’ta yayınladığı son mesajında şöyle diyor: 

"Sevgili Akdenizliler, adım Ayham ve güven içinde dalgalarınızda süzülmek istiyorum. Buradaki insanlar sadece Avrupa’ya gitmek istiyorlar. Saniyeler içinde alabora olan botlara binip dalgaları aşmak istiyorlar. Turkiye’nin Yunanistan’la sınırlarını açmasını ve ölüm botlarından uzak, güven içinde gitmemize izin vermelerini istiyoruz."

Ahmad’ın şarkısından:


 


 


Bu Günlerde Neler Oluyor?


 


 



Dünya temsilcilerini yolluyor,



Heyetlerin biri geliyor biri gidiyor,


Ardından daireler halinde dönüyorlar.


Heyetlerin sayısı çoğalıp duruyor,


Verdikleri sözler de öyle.


Sözler, sözler, sözler,

 


İnsanlarımız ölüyorken.


 


Daha fazla yazı yok
2024-05-12 07:23:49