A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

Oray

‘Daha güzel bir gelecek için müzik’: Vera Maia

Şili’den etnik caza yeni bir soluk geliyor. Maianthemus isimli albümlerini Bandcamp üzerinden Temmuz ayında yayınlayan ve gitar/vokal, tabla ve trompet üçlüsünden oluşan Vera Maia, bir aksilik olmazsa Kasım – Aralık aylarında Türkiye’de birkaç konser verecek. Grubun vokalisti ve lideri Macarena ile herkesten önce kim konuştu? Elbette biz...

Seans Çıkışı Filmekimi Muhabbetleri

Bir nev-i perde açılış ‘gong’u diyebiliriz Filmekimi için. Bu büyük heyecanın beraberinde getirdiği belki de en keyifli şey ise; merakla beklenen ‘o’ filmlerin seans çıkışlarında çevrilen muhabbetler olur hep. Aldım birkaç filmi ve sanki tek bir salonda, tek bir günde art arda izlenmişçesine konuşturdum salondan henüz çıkmış ‘kafamdaki’ izleyicileri... 

Hiç gitmedik ki

Hale Tenger, “Nerden Geldik Buraya” sergisi dâhilinde Salt Galata’da oluşturduğu evde ‘kalıcı’ geçmişin, anıların kapısını aralıyor. ‘80’li yılların ağırlığını tam da Cizre’de ölülerin buzlara sarıldığı, ürkütücü bir milliyetçiliğin sesinin kornalar, ırkçı saldırılarla arttığı günlerde konuşuyoruz.

Tuzun hikayesi

Fransız Devrimi'nden film festivallerine, eski ziyafet sofralarından yeni dönem sofistike lezzet arayışlarına tuzlu bir bakış.

“Blondie’den hoşlanıyorum”

 "Şimdi kendisinin “Frippertronics” adını verdiği bir ekiple çalışıyor. (Fripp, “Frippertronics”i temelde şöyle tarif ediyor Fripp ve Eno eksi Eno). Bu tanımı farklı durumlara da uyguluyor. Sohbetimiz süresince birkaç defa ifade etmiş olduğu gibi yapması gereken şeyleri hayata geçirmek için nadiren yeterli vakti oluyor. Biz konuşmamızı sürdürürken giyiniyor, gitarının tellerini değiştiriyor ve bir diyapozom yardımıyla gitarını akord ediyor." Evet kesinlikle bu bir Robert Fripp konuşmasıdır. Ve doğrusunu isterseniz mükemmel bir konuşmadır. Çeviri: Özlem Akarsu

Türkiye, açık şehir!

Kartpostallardan yansıyan ‘Türkiye, açık şehir’ görüntüleriyle bir dönemin tanıklığına götürüyor Vahap Avşar bizi. Kıyafetinden gözlüğüne belli bir erkek tiplemesinin hâkim olduğu, kadının hemen hemen hiç gözükmediği, askerin mutlak egemenliğini kutsadığı, kim bilir kaç faili meçhulü ‘gezdiren’ beyaz Renault’lu yıllar. ‘70 ve ‘80’li yıllarda sokağın, gündelik hayatın dili doğanın mavi/yeşiline tezat bir karamsarlığı görselleştiriyor.

2025-05-04 12:16:55