A password will be e-mailed to you.

İlk dinlediğimizde tam olarak kavrayamadığımız konsepti ve güçlü prodüksiyonunu, karanlık bir atmosfer ve ‘cut-up’ tekniği ile yazılmış şarkı sözleriyle birleştiren “Polycephaly” albümü şüphesiz geçtiğimiz yılın en çarpıcı çalışmalarından biri. İlk teklileri “I Did This to Myself'” ile yurt içi ve yurt dışında hatırı sayılır mecralar ve kimselerce dikkatleri üstüne çeken Elz and the Cult, son 5 aydır canlı performanslarını da bize sunarak henüz aslında kompleks yapılarını çözemediğimizi bize kanıtladı. Burak Kamacı’nın saykodelik klavye yürüyüşleri, Efe Akıncıoğlu’nun içimize rahatlatıcı bir karanlık sindiren bass atakları içinden Elz’in lazer ışıklı eldivenleri ve teatral performansı sahnede beklenmedik bir ahenk oluşturuyor.

25 Mayıs’ta BKM sahnesine çıkmaya ve yeni çalışmalarını paylaşmaya hazırlanan grup üyeleri ile Elz and the Cult’ın geçmişi, geleceği ve güncel durumu hakkında konuştuk.

 

Yaptığınız müziği sizi hiç dinlememiş birine nasıl tanımlarsınız? Böyle birine ilk hangi parçanızı dinletmeyi tercih edersiniz?

Elz: Bu çok cevap verebileceğim bir soru değil çünkü ben kendi müziğimi tanımlayamıyorum. Bence tam olarak bir janr içerisine oturmuyoruz. Dinleyenler kendileri karar versinler istiyorum. Genel olarak Goth-Pop terimini kullanıyoruz ama bu da bize söylenilen ve hoşumuza giden bir tanımdı.


25 Mayıs’ta BKM Mutfak’ta gerçekleşecek olan konseriniz haricinde birçok konser vermişsiniz. Bu konserlerden sizi en çok heyecanlandıran hangisiydi?

Elz: The Young Shaven ile yaptığımız Peyote konserimiz için çok heyecanlanmıştım. Gruptan Archie ile yakın arkadaşız ve birlikte birkaç parça üstünde çalışmak, geceye bir konsept bulup bunun için fotoğraf çekimi yapmak daha sonra da aynı sahnede şarkı söylemek çok keyifliydi.

 

Bugüne dek sahne paylaştığınız gruplardan hangisi sizinle en fazla uyum içerisindeydi?

Burak: Art Diktatör. Çok enerjik ve farklılar.

Elz: Ben de kesinlikle Art Diktatör demek istiyorum. Aslında çaldığımız bir çok grup yada solo proje ile yakın arkadaşız ve hepsine saygım sonsuz. Redrice, The Young Shaven, Art Diktatör öyle. Fakat ben kişisel olarak Art Diktatör’ü biraz daha müzikal ve müziğin sosyal duruşu açısından idolize ediyorum. İlk tanıştığımızdan itibaren birbirimizi direk sevdik ve onları artık iş dışında kişisel olarak da hayatıma dahil edebildiğim için mutluyum.

Efe: Bence Destroy Earth ekibi. Beraber çok keyifli bir tur otobüsü deneyimi geçirdik.

 

 

Bugün bir cover yapacak olsanız, bu hangi şarkı olurdu peki?

Elz: Bauhaus’tan Stigmata Martyr. Hâlâ aşırı isteyip yapamadığımız coverlardan biri.

Burak: Laura Branigan, Self Control.

Elz: Müthiş bir parça ve Laura sanırım ilk çocukluk aşkım, haha.

Burak: Benimde küçüklüğüm bu şarkıyı dinlemekle geçti. Synth-pop tarz müziği dinlememi başlatan şarkı.

Efe: Ben Muse – Madness diyorum.

 

 

 

Kendi şarkılarınızı oluştururken işleyen süreci nasıl tarif edersiniz ? Üretim birlikte mi gerçekleşiyor?

Burak: Elz şarkıların büyük kısmını yazıp, besteleyip bana getiriyor. Geldiğinde üzerinde düşünüp neler yapabileceğimizi düşünüp konsept geliştiriyoruz ve şarkı oluşmaya başlıyor. Bir araya geldiğimizde .ok verimli çalışıyoruz süreç hızlı ilerliyor ve uyum sağlıyoruz. Efe de bizimle birlikte dinleyip bas kanallarını yazıyor. Keyifli bir süreç.

Elz: Genelde bir şarkıyı yazarken tek başıma olmak istiyorum. Benim için bir ritüel gibi. Müzik yapmaya aslında yazarak başladım. Her şeyin başında singer/song-writer kategorisine giriyorum diyebiliriz.

Efe: Aynı şekilde. Altyapılar ve şarkının gidişatının nasıl olacağı genelde Elz’de, ben de parçalara en iyi olacağını düşündüğüm bir bas yazıyorum.

 

Birçok isimle beraber sahne aldınız, peki “Bir gün altında çalmak çok isterim” dediğiniz ortak bir isim var mı?

Burak: Depeche Mode.

Elz: Depeche Mode ve Marilyn Manson. Eğer yaşasaydı David Bowie derdim çünkü benim tanrı figürüm Bowie.

Efe: Ben de Depeche Mode demek ile birlikte kesinlikle Vulfpeck ya da Mutemath gruplarını da ekliyorum. 

 

 

Bugün tek şarkı çalabileceğiniz bir performans olsa, hangi şarkınızı seçerdiniz? Neden?

Burak: Open My Heart. Bireysel olarak en sevdiğim çalışmamız ve çalarken çok keyif alıyorum.

Elz: I Did This to Myself olurdu sanırım. Çok klişe belki bunu söylemem ama yine de hâlâ kendimi en çok bu şarkıyı söylerken rahat ve iyi hissediyorum.

Efe: Ben de Open My Heart’ı çalmak isterdim. Hem agresif hem de groovy.

 

İLGİLİ HABERLER

Domuz Records: Analog Doygunluk

Robonima: Usturuplu rahatsızlık

Daha fazla yazı yok
2024-04-30 02:34:14