A password will be e-mailed to you.

Adnan Turani, 91 yıl süren yaşamının, düşüncelerini, felsefesini kitapları, makaleleri ve önemlisi resimleriyle, ifade edip, sanatın tarihinin içinde yerini alarak aramızdan ayrıldı.

adnan-turani-1

Sanatçı olunmaz sanatçı olarak dünyaya gelinir savının temsiliydi Turani. Kalem tuttuğu yıllarda, duvarlarında resimler olan evlerinde, o babasının sanatçı oğluydu. Osman Nuri Paşa resimlerinin de asılı olan evlerinin duvarları arasında, kağıtlara desenler ve resimler yapıyor, büyük bir sanatçı gibi babasından iltifatlar alıyordu. Orta okul sıralarında, resim yeteneği nedeniyle, öğretmeni olan Sırrı Eldem’in göz bebeğiydi.

1940’ların başında, savaş yıllarının sıkıntıları içinde, İstanbul Öğretmen Okulunda, Şevket Dağ ve ardından Şükrü Özaltan resim hocaları olur. Keman öğretmeni ise Ekrem Zeki Ün’dür. Turani “Resimhane Başkanı” olrak seçilmiştir. Öğretmenler kurul kararı ile her gün İstanbul Güzel Sanatlar Akademisine gitmesi kabul edilmiştir. Akademi’de Leopold Levy döneminin “sanatçı kimliği özür olmalıdır” ilkesinin araştırmaya açık dönemi yaşanmakta, resim atölyelerinde yapılan desen çalışmalarını izleyen Levy, düzeltmelerini desen kağıdının köşelerine yapmaktadır. Turani bu yıllarını resim yaparak değerlendirmektedir. Bedri Rahmi atölyesiyle de bu yıllarda tanışır. Portreler yapmaktadır durmaksızın.

Ankara yılları Gazi Terbiye Enstitüsüne girmesiyle başlar. Malik Aksel ve Refik Epikman atölyelerinde sanatçı kimliğinin temelleri atılır. Eşref Üren atölyesine sıkça ziyaretler yaptığı mekan, adeta uğrak yeridir.

adnan-turani-2

1950’li yılların başında yaşamının Almanya dönemi başlar. Savaş yeni bitmiş, Avrupa sanatının gelişmesi için yeni programlar geliştirmiştir. 1953 yılında kazandığı Avrupa Konkuru sonrasında, Münih ve Stuttgart da Almanca öğrenir. Fransızca alt yapısı ve dil yeteneğiyle bu süreç kısa bir zamanda tamamlanır ve Turani Hamburg Güzel Sanatlar Akademisi’nde Franz Nagel, Henninger, Baumeister ve Trökes atölyelerinin çağdaş kuramları ve uygulamaları içinde sivrilerek yetişir. İlk sergilerini Hannover, Hamburg, Batı Berlin’de açar. Bu arada çeşitli salonlarda keman konserleri vermektedir.

Türkiye sanatında modernizm sürecinin ikinci halkası

Turani bu aşamadan sonra Türk resim sanatında farklı resimler yapan, özgün bir sanatçı olarak yer alır. Fransa odaklı resim anlayışının izlerinin başat olduğu resim sanatımızda Alman disiplini ve estetiğini benimsemiş olan resimleri yeni bir yorum, yeni bir stil olarak yerini alır.

adnan-turani-3Bu bağlamda, Adnan Turani resim sanatımızın tarihinde Alman ekolü ve estetiğinin ikinci basamağı olur. Kendisinden yıllar önce, 1923’te Almanya’ya gitmiş olan Ali Avni Çelebi ve Zeki Kocamemi’nin yarattığı farklı duruş ve sanat anlayışının resim sanatımıza kazanımı, figüratif ekspresyonların, başat olduğu sanat anlayışının getirdiği modernizm sürecinin yeni halkasıdır. Turani, soyut ekspresyonların kompozisyon değerlerini resim sanatımıza kazandırmıştır. Fransız Paris ekolünün etkilerini yansıtan lirik soyut anlatımlar ya da geometrik renk lekelerinin tasarımları olan resimsel arayışları yerine Turani, geometriyi resimsel planların alt yapısı olarak kurgulayan, bağımsız renk lekelerinin formlarla kesiştiği soyut ekspresyonların ressamı olarak tuvallerini resimler.

Adnan Turani, kaligrafik formların müzikalitesini yansıtan armonilerin ressamıdır ilk yıllarında. Ardından o inanılmaz soyutlamaların figüratif ekspresyonlarını yansıtan Horozlar Serisi gelir. Sanat yaşamının vazgeçilmezi olan “Orkestralar”, her biri farklı armonilerin tınılarını yansıtan çalgıları ve onların verdiği seslerinin senfonik konserlerinin hazzını yayar bulundukları mekana. Keman, Turani’nin müzikle kurduğu kesintisiz bağın temsilidir. Onun çalgısıdır. Tutuşu, bedenin kemanla kesiştiği sınırsız ilişki ve kulaktan atmosfere dağılan melodiler sarar Turani tuvallerini. Dansçılar, tam da hedeflediği figüratif ekspresyonlardır. Aradığı ve farklı görsel algılarını yansıttığı ekspresyonların gücünü perçinleyen deformasyonların sınırsız deneyselliğidir.

adnan-turani-4Manzaralar, Milas’ın Kerme Körfezi’nde, ilk manzara resimlerini yaptığı yıllarda, Poussen’in, Lorrain’in renklerini, lekelerini ve önemlisi hareketini keşfettiği yıllara dayanan alt yapının üstüne geliştirdiği soyutlamaların sınırsız hareketi ve hatta yaşamsallığıdır.

Farklı ve aynı zamanda çağdaş bir entelektüel

Kitapları, öğrenci olduğum yıllarda aldığım Dünya Sanatı Tarihi, Çağdaş Sanat Felsefesi ve Sanat Terimleri Sözlüğü’nden başlayarak hepsi ayrı ayrı kütüphanemde sayıları çoğalan en kıymetli hazinelerimdir. Makaleleri, sanatın kaynaklarının vazgeçilmezleri olarak kuramsal çalışmalara destek olmakta, sanatçılara düşünce biçimlerinin farklılıklarının, değişik bakış açılarının bilimsel araştırmalarla aydınlanabileceğini kanıtlamaktadır.

 

Adnan Turani, yaşamını sanat uygulamaları ve kuramlarına adamış, bu yıllarda tarih, edebiyat üzerinde okumalar geliştirmiş, önemlisi, gelişen dünyanın ilerleyen teknolojini yakından izlemeye özen göstermiş kimliğiyle, farklı ve aynı zamanda çağdaş bir entelektüel olarak yaşamıştır. Onunla sohbet etmek şansını bulan iş adamları, sanatçılar, koleksiyonerlerin yaşamlarında yeni düşünce alanları açar. Bu başlangıçtır. Her sohbet, yeni bir bakıl açısı, yeni bir bilgi akışı olarak sürer gider. Prof. Dr. Adnan Çoker, Hacettepe ve Bilkent Güzel Sanatlar Fakültelerinin kuruluşuna bilimsel birikimiyle farklılıklar kazandırır. Zekası, bilgisi ve sanatçı kimliğiyle İdareci, öğretim üyesi, danışman ve yazar olarak genç sanatçılara ışık olur.

adnan-turani-5Disiplinli bir çalışma insanı olan Turani, en kayda değer disiplinini her gün atölyesinde tutkuyla resim yapmasıyla kanıtlar. Tuvalinin başındayken, resim yaparken duyduğu heyecan, kompozisyonun her aşamasında katlanarak yükselir. Çizgiler, planlar, renklerin kapladığı alanlar, hareketler, tema ve içerik, form ve deformasyon, bütün bunların kesişme alanları Turani’nin sanat felsefesinin özünü yansıtır. Resim yapma tutkusu onun sistemli olarak atölyesinde çalışmasıyla özdeştir. Yaşamı boyunca hiçbir iş, hiçbir sorun onun resim yapmasına engel olamayacaktır. Hastaneden bir an önce, hatta hemen çıkmak istemesinin nedeni de resim yapmak tutkusudur. Ne yazık ki fırçası kurumadan ayrıldı aramızdan… Son çalışmaları henüz kurumaya yüz tutmuşken verdi son nefesini.

Ailesi ve dostları, öğrencileri ve sevenlerinin yaşamında büyük bir boşluk bırakarak ayrıldı aramızdan. Sonsuzluğa doğru giderken, arkasında kitaplar, makaleler, resimlerini bıraktı. Sanatın tarihinde özgün yerini alarak unutulmazlığın sırrını çözdü.

Daha fazla yazı yok
2024-05-06 10:52:14