A password will be e-mailed to you.

İstanbul’da Sonbahar

Edebiyat ve Müzik Partisi!

Barbaros Altuğ, ‘Bazıları Siyah Sever’ kitabı için bir parti düzenlese ve DJ koltuğuna oturup…
Kitabın play-listini çalsa misafirlerine  ve tabii her şarkıyla birlikte okuma yapsa- anlatsa… nasıl olur?
Birlikte bakalım:
Yesari Asım Arsoy’un Sultaniyegah şarkısı ‘Biz Heybeli’de her gece…’ ye,  Heybeliada doğumlu Petros Markaris’in hikayesi ve kitapları eşlik eder: ‘Büyük Ortak’, ‘Eskiden, Çok Eskiden’, ‘Balkan Blues’…
David Bowie ve Iggy Pop çalarken Altuğ, Berlin’i anlatır: Otto ve Elsa’nın Nazi Almanya’sındaki kartpostallı direnişi. Hans Fallada’nın onları anlattığı ‘Herkes Tek Başına Ölür’ romanı. 19. yy’dan kalma bir villanın Literaturhaus olarak ‘portresi’; Greta Garbo köşesi ve şahane pastalarıyla…
Sonra; Maria Callas’ın ve Romy Schneider’ın müdavimi olduğu Savoy Otel, derken… Christopher Isherwood: Hoşçakal Berlin ve yine bir villa: Cafe Einstein. Bu defa lezzetli Alman pastalarının eşlikçisi; kakaolu rom.
Sezen Aksu,  ‘Unuttun mu beni? Her şeyimi..’ derken…Türk Edebiyatı’nın ‘Unutma Bahçesi’nde gezeriz: Metin Kaçan, Suzan Sözen- Verdi-, Peride Celal, İrfan Yalçın, Sevda Sezer ve Ayla Kutlu. Vefasızların kulağına küpe niyetine!
2012’nin şehirdeki en iddialı kitaplarından Londeners ile başlayan Londra ve edebiyat notlarına muhtemelen bir ballad eşlik eder ama şimdi konumuz,  bahar: Yazar,  kış uykusundan kalkmış şehirleri-ni anlatırken, Sezen Aksu söylüyor: ‘Ben her bahar aşık olurum’.
Roma’yı mayısta gezerken, kulağımız, ‘İkinci Bahar’da, elimizde, Tenesse Williams’ın, filme de çekilen  ‘Mrs. Stone’un Roma Baharı.’
New York’ta İstanbul’u hatırlar ve özlerken eşlikçi, Teoman: İstanbul’da sonbahar. 
Whitney Houston ve Amy Winehouse,  nice yollar gidip de ancak varılan birbirinden farklı Nobel hikayelerini dinlerken…hüzünle hatırlayacaklarımızdan.
Tatyos Efendi’nin Uşşak Şarkısı, ‘Gamzedeyim deva bulmam…’ Tuna Kiremitçi için!
‘Buralara yaz günü kar yağıyor’un farklı versiyonu! ‘Oralara kış günü…’ İstanbul’un yayıncılık dünyasının kulis bilgilerine kapak!
Yazara ‘hicran dolu’ tınısıyla çocukluğunu zehir eden ‘Orda bir köy var uzakta…’ 
Derviş Zaim’e gidecek,  mecburen!
‘Agent’larının kurbanı’  ünlüler için Fame’i dinliyoruz: ‘I’m gonna learn how to fly’
Durun! Bitmedi!
Sıradaki parça: Kayahan’dan: ‘Sarı saçlarından sen suçlusun’
Sonra…
Bir Selanik Türküsü: ‘Bülbülüm Altın Kafeste’
Sibel Tüzün: ‘Kaçın Kurası…’
Hatta… Gloria Gaynor: I will Survive!
Ve: Eller havaya!
Serdar Ortaç’tan: ‘Hayat beni neden yoruyorsun?’
Şimdi ama,  durulma vakti: Zülfü Livaneli’den o şahane ‘Günlerimiz’
Derken… Alaturka: Zeynettin Maraş’ın nihavend şarkısı; İnleyen Nağmeler.
Bir başka alaturka, Erol Sayan’dan, hüzzam makamında: ‘Yine yakmış yar mektubun…’
Hala bitmedi!
Sırada Tarkan var: ‘Dön Bebeğim’
Ve: Nazım Hikmet’in  sözleriyle… muhtemelen Cem Karaca ama belki de; Funda Arar’dan dinleyeceğiz: ‘Maziye karıştı şimdi yeminim…’
Yukarıda,  Kayahan şarkısından itibaren sıralananların,  her birinin ayrı referansları, anekdotları, hatırlattığı kişiler, mekanlar ve dedikodular!…- ve daha neler neler…-  var.
Ama hepsini burada anlatmak mümkün değil elbet. Kaldı ki gerek de yok.
Okuyan, öğrenir!
Lakin; bütün repertuar arasında en özel olanı hiç kuşku yok ki,  Altuğ’a doğum günü kutlamasıyla gelen: ‘Su akar yolunu bulur…’
Ve: Kurgusal partinin finali, Ahmet Kaya’dan ‘Saçlarına yıldız düşmüş…’ – Şafak Türküsü-


Yazının Notları:

1. Yazı dizimizin  ana teması gereği Barbaros Altuğ’un ‘Bazıları Siyah Sever’ kitabını öncelikle müzikal bağlamda inceledim. Yazar, -elbette- son derece zengin ve göz alıcı edebiyat repertuarının yanı sıra, çok renkli bir diskoteğe de sahip. Dolayısıyla yukarıdaki ‘düşsel’ partiden birkaç tane daha rahatlıkla yapabilir!

2. Altuğ, bizi yayıncılık dünyasının kuytu köşelerinde, kulislerinde – labirentlerinde?- gezdirirken Barcelona, Buenos Aires, New York, Berlin, Roma, Bombay ve Delhi’ ye gidiyoruz. Şehirlerarasında gezerken elimizde hep kitap-lar var. Çok geniş bir yelpazedeki kitap ve yazar adlarını not alırken ya da vakti zamanında okuduklarımızı hatırlarken…dünyanın kapıları açılıyor önümüzde.

3. Unutmadan!  ‘Unutma Bahçesi’ne iki yerli isim eklemek isterim: Sezgin Kaymaz ve Yeşim Dorman. Ve aynı bahçeye bir de şahane roman: Turgut Özakman’dan, ‘Korkma İnsancık Korkma’. Stefan Zweig faslında ise vurgu yapmak istediğim elbette: Fouche. Bizde ‘bunlardan!’  ne çok var… makamında!

4. Barbaros Altuğ’un yerli yazarlar arasında, çok sevdikleri: Mehmet Murat Somer, Ayşe Kulin, Kaya Genç, Gülten Akın… Yanı sıra, bir de hiç sevmedikleri… ama ikincisi öyle uzun bir liste ve o kadar spekülasyona açık ki en iyisi hiç girmemek bu kapıdan.

5. Altuğ’un ‘reyting’ yazıları elbette realiteyi de anlatıyordur bir tarafıyla buna kuşku yok ve evet: Parkta koli kesmek… meselesi gibi… ziyadesiyle hak edenler de var bu sertliği lakin, ‘küçük elleriyle çerez yemek…???’

6. ‘Bazıları Siyah Sever’ bittiğinde şunu düşündüm: Yazar,  bir dahaki kitabında yalnızca,  sahip olduğu çok kıymetli hazinenin kapılarını açsa keşke.  Roman kahramanları, yazarlar, şehirler, hikayelerin içindeki başka hikayeler… Üstelik de böyle akıcı, rengarenk bir üslupla… Düşlemek bile heyecan verici.

6. Barbaros Altuğ’dan çok şey öğrendim. Bu vesileyle, teşekkür niyetine yazara bir şarkı göndermek borç oldu! Kabul ederse… ‘Bülbülün çektiği… ’ atasözüne istinaden Bestesi Saadettin Kaynak, güftesi Vecdi Bingöl’e ait Muhayyer makamındaki o şahane şarkı: ‘Çile Bülbülüm…’

7. Bitirirken: Ahmet Kaya bütün külliyatıyla çok kuvvetli ve keder içinde bırakıyor…  dinlerken.  Teoman, iyi ki var! Bir de kitaptaki anne faslı. Küçücük ama mis gibi ve ziyadesiyle şefkatli. İnsan annesini özlüyor:(

8. Son not: Doğumgünü armağını, ‘Su Akar Yolunu Bulur’ için olsun. Kitap vesilesiyle tanıştım. Sözleri çok manidar ve hüzünlü. Onunla bitirelim yazıyı:

Herkes layığıyla yaşarmış dediler
İşte ben buna tebessüm ederim
Kendi düşen ağlamaz dediler
Ağlar yine ağlar yine düşerim
Direnmekten bilenmekten
Kudretli görünmekten
Sabır adı altında tanrıyla sözleşmekten
Öyle gibi böyle gibi çarpılıp bölünmekten
Büründüğüm örtüleri ölçüp biçmekten
Su akar yolunu bulur eğer inanırsan
Tutunur dalına durur kabul bırakırsan
Dönerim dururum başa ahım da gibi
İçerim bedenim kadar temiz olsa bari


Görsel: kitapgalerisi.tumblr.com

Daha fazla yazı yok
2024-05-11 05:47:03