A password will be e-mailed to you.

Notre Dame De Paris müzikalini izleyen tiyatro sanatçısı, dizi oyuncusu yazarımız Özlem Ünaldı yazarlara seslendi:

"N’olur müzikal yazın!"

Zorlu Center PSM, yine dünya klasiklerinden birini ağırlıyor…

Notre Dame de Paris…

1998 yılında Paris’te Palais des Congres’de ilk defa sergilenen müzikal, 10 milyonu aşkın CD ve DVD satışı, 15 yılda 8 milyondan bilet satışı başarısına ulaşmış ve şimdiden efsaneleşmiş durumda… Notre Dame de Paris, filmiyle, kitabıyla, şarkılarıyla hayatımızda çoktan yerini kapmış sıcacık bir eser.

Bu güzel hikâyeyi Broadway’den gelen müthiş prodüksiyonla izlemek büyük şans.

‘Müzikâl’ dendiğinde seyircide ve hatta sahne sanatlarını kendine yaşam biçimi, meslek edinmiş kitlede oluşan gülünç bir etki vardır: inkâr etmeyelim; sanki şarkılarla konuşan komik ve abartılı kostümlü sanatçılar görecekmişiz önyargısı kültürümüzde var. Fakat Notre Dame de Paris’ i izlediğimde bir müzikâlin, ister ev hanımı olsun, ister yılların müzikalsanatçısı; ister kuramcı, ister sigortacı; her renkten seyirciye kendini tatlı bir masalın içinde hissettireceğine, herkesi ve hayatı aydınlatacağına emin oldum.

Böyle harika bir kast, müthiş koreografi, sahne-kostüm tasarımı, zaman diliminden bağımsız müzikler, akıcı reji ve görkemli prodüksiyonun içinde akan sade bir hikâye… Herşeyi küçük bir girizgâhla anlatarak seyirciyi esere hazırlayan dramaturjisiyle; sınıf ayrımını, sanatsal patlayışlar yaşayan bir toplumda çoklu bir aşk masalı kanalıyla anlatan eser, insanı coşkudan ağlatan çok sayıda şarkıyı ve sahneyi içeriyor.

Şimdi bir tavşan olarak, tutup dağın başından geçenler hakkında kendi kendime konuştuğumu sanmayınız sevgili okur.

Küçük bir itirafım ve ricam olacak sadece:

Bir sahne sanatçısı ve seyirci olarak yaşadığım heyecanı ve hevesi hissetmişsinizdir: Özendim, can attım, coştum, gözüm düştü. Şimdi bir not yazacağım.

Yazarsanız bu not size, değilseniz yazar arkadaşlarınıza iletmeniz için bu not yine size:

‘Bir seyirci ve sanatçı olarak yalvarırım müzikâl eser yazın. Sahne sanatçılarımız, bestecilerimiz, sahne-kostüm tasarımcılarımız, sahnelerimiz, sokaklarımız, yaşanmışlıklarımız, dramaturglarımız, heyecanımız ve çok tatlı seyircimiz var. Müzikâl yönetecek yönetmenlerimiz var mı henüz bilmiyorum çünkü bütün olay reji masasında bitecek; varsa buluruz, yoksa olduğu yerden alır getiririz. Söz, çok güzel sahneleriz, sevgiyle izleriz… Sevgiler…’ 

Daha fazla yazı yok
2024-05-08 20:49:26