A password will be e-mailed to you.

İstanbul’da, 6 Ekim – 16 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilecek olan 212 Photography Istanbul, beşinci yılında 15’e yakın mekânda 60’ın üzerinde sanatçının, 500’ün üzerinde eserini sanatseverlerle buluşturacak. 212 Photography Istanbul’un geleneksel hale gelen uluslararası fotoğraf yarışması ise festivalin heyecanlı duraklarından biri.  Bu nedenle yarışma jürisinde yer alan British Journal of Photography Yayın Direktörü Izabella Radwanska Zhang ile festival özel bir röportaj gerçekleştirdik.

 

British Journal of Photography’de yayın yönetmeni olarak, taze görseller için yeni fikirleri çoğunlukla nereden alıyorsunuz?

Bu sorunun basit bir cevabı yok. Fikirlerimizi her yerden alıyoruz. Fotoğrafçılar dergiye yazıp kişisel projelerini sunuyor. Kendimizi yeni işler, sanatçılar ve konular hakkında daha fazla geliştirmek için İngiltere’deki ve yurtdışındaki fotoğraf festivallerini ve fuarlarını ziyaret ediyoruz. Aynı zamanda fikirlerimizin çoğu ortamın nabzını tutarak, sektördeki insanlarla ilişkiler kurarak, fikirleri aramızda paylaşarak ve ileterek ortaya çıkıyor. Tabii ki dipsiz bir sosyal medya kuyusu var ancak bazen sosyal medyanın ilham vermekten çok bunaltıcı olabileceğini düşünüyorum. BJP’de harika, ilham verici bir ekiple çalıştığım için çok şanslıyım.

“212 Magazine temalar etrafında kurulan bir şey. Temalar İstanbul’daki yaşamla bağlantılı”

Hiç İstanbul’da bulundunuz mu? İstanbul ve 212 Photography Istanbul ile ilgili ilham notlarınız neler?

Daha önce hiç İstanbul’da bulunmadım ama önümüzdeki ay 212 Photography Istanbul’un açılışı için İstanbul’u ilk kez ziyaret edeceğim. BJP’de çalışmam sebebiyle, ve tabii ki genel kültür ve arkadaşlarımla sohbetlerim sayesinde şehrin canlılığı ve nüansları hakkında çok fazla şey biliyorum. Umarım hem eskiyi hem de yeniyi deneyimleyebilirim.

212 Magazine, BJP gibi, temalar etrafında kurulan bir şey. Temaların İstanbul’daki yaşamla çokça bağlantılı olmasını ilginç buluyorum ve bu da onu uluslararası toplumla ilişkilendiriyor. Ayrıca derginin moda dünyasını sanatla ve diğerleriyle bir araya getirmesine de hayranım. Özellikle Tilda Swinton ve Weronika Gesicka röportajlarından keyif aldım.

 

212 Photography Istanbul Fotoğraf Yarışması jürisinde yer alan biri olarak çağdaş bir görsel için kriterleriniz nelerdir?

Yeni görsellere ve yeni çalışmalara bakarken hep şu soruyu sorarım: Neden şimdi? Gazetecilik geçmişinden geliyorum, hikayelerin günümüz dünyasıyla ve onları okuyacak olan izleyicilerle ilgisi hakkında sorular sorma konusunda eğitim aldım. Bir anlamda ben de bir yarışmayı değerlendirirken görsellere böyle bakıyorum. Bu görüntü günümüzün “zeitgeist’i” hakkında ne söylüyor? Görüntü çok güzel olabilir ama tartışmalara nasıl bir katkı sağlıyor ve çözmeye çalıştığı konuya ne katıyor?

 

Nereli olduğunuzun bir sanatçı olarak mecra/araç tercihlerinize etki ettiğini düşünüyor musunuz?

İçgüdülerim buna hayır diyor, bu etkili değil. Kökeniniz ne olursa olsun, istediğiniz şekilde çalışabilmelisiniz. Ama geldiğiniz yerin, çalışmayı seçtiğiniz mecrayı/aracı etkileyebileceğini düşünüyorum. Bu ekonomik nedenlerle de olabilir, aynı zamanda aileniz, kültürünüz veya çevreniz aracılığıyla maruz kaldığınız sanat ve yaratıcılık türleri de olabilir.

 

Bir sanatçıysanız, nereli olduğunuz gerçekten önemli mi?

Burada evet diyeceğim. Nereden geldiğiniz çok önemlidir. Olduğunuz kişi, işi yapacak ve kendiniz olanı uygulayacaktır. Hikayenizin bir parçasını oluşturan, sizi belirli temalara ve konulara yönlendiren benzersiz bir bakış açısına, belirli duyarlılıklara ve deneyimlere sahip oluyorsunuz. Bu, küçümsenmemesi gereken çok özel, güzel ve güçlü bir şeydir.

Kelimelerin çözemediklerini çözmeye hizmet eden sanat

British Journal of Photography’nin adında İngiliz (British) var. Buradaki İngiliz kimdir? Bugün sanat dünyasında İngiliz olmak ne anlama geliyor?

British Journal of Photography 1854’te Liverpool’da kuruldu ve o zamandan beri Birleşik Krallık’ta basılıyor. Yaklaşık 170 yıllık bu uzun tarih boyunca, kesinlikle önemli miktarda İngiliz fotoğrafını basmış ve öne çıkarmıştır. Adı aynı kalsa da, bakış açımız bugün çok daha uluslararası ve çeşitli. Dünyanın her yerinden giderek daha fazla sanatçıyı ve yazarı aramızda görmekten gurur duyuyoruz. Bununla birlikte, basılı sayılarımızın çoğunda en az birkaç İngiliz fotoğrafçı yer alıyor ve yazarlarımızın çoğu da Birleşik Krallık’ta yaşıyor. Londra merkezliyiz, hemen kapımızın dışında keşfedilecek çok sayıda kreatife ve etkinliğe sahip olduğumuz için şanslıyız. Ayrıca ekibimizin de çoğu İngiliz.

 

Sanat dünyasında İngiliz olmak ne anlama geliyor?

Bence öncelikle bugün İngiliz olmanın ne anlama geldiği sorusu geliyor ve bu sorunun cevabı, yüklü ve karmaşık olacaktır. Ülkeyi yetmiş yıl yöneten Kraliçe, yeni öldü. Bu da istikrar, güç, sömürgecilik, monarşi, vatanseverlik ve daha fazlası hakkındaki tartışmaları öne çıkardı. Sanat, her zaman insanların kelimelerle çözemediği sorunlar hakkında iletişim kurmaya ve onları çözmeye hizmet etti. İngiltere, dünyadaki pek çok ulus gibi bölünmüş bir ülke ve insanlar ve sanatçılar her zamankinden daha çok seslerini kullanıyor. Daha önce keşfedilmemiş gündemleri ilerletmek için alanlar açıyor. Sadece kamera önünde değil lens arkasında da geleneklere meydan okuyor. Kimlik konusunda da derin araştırmalar var. Fotoğrafçılıkta zaten bunları çokça görüyoruz ve sanırım giderek daha fazla göreceğiz.

 

Daha fazla yazı yok
2024-05-06 08:49:10