Yaptığı müziği “Psychedelic Surf Rock” diye tanımlayan ve bol sayıda Mert’ten oluşan mertmertmertmert’i yakından tanımak istedik.
Nasıl bir araya geldiniz?
2015 yılında Mert Turan ve Mert Hallı‘nın bir partide tanışıp beraber müzik yapma isteği ile grubun temelleri atıldı. Hepimizin isminin aynı olması kozmik bir tesadüf gibiydi, üstelik hepimiz farklı enstrumanlar çalıyorduk. Daha önce müzik altyapısı sahibi olmanın avantajıyla ve bu kozmik tesadüfün verdiği enerji ile hemen beste çalışmalarına başladık. Ardından da İstanbul’un popüler barlarında konserler vermeye başladık. Tam bu tempoda devam ediyorken yurtdışı macerası başladı ve bu bizi biraz sekteye uğrattı. Ama hiçbir zaman bağımızı koparmadık ve üretmeye devam etmek için şartlarımızı zorladık.
Müziğinizi nasıl tanımlarsınız?
Psychedelic Surf Rock… Aslında hepimizin daha önce sahne ve başka gruplarımızla beste deneyimleri olduğu için kafamızda kendi enstrumanlarımızla bir sound vardı. Bu kendi enstrumanlarımızdaki soundları bir araya getirdiğimizde parçalar bizi bütüne ulaştırdı. Böylece bugün dinlediğimiz mertmertmertmert sound’u oluştu.
İngilizce şarkı sözü yazmayı neden tercih ettiniz?
Türkçemizin zenginliği ve derinliğinden ötürü açıkcası Türkçe söz yazmak gerçekten zor. Grup elemanlarımızın ikisinin yurtdışında yaşaması özellikle de söz yazarımız Mert Turan’ın, İngilizce sözlü şarkı yapma konusunda bizi olumlu etkiledi. Bir gün Türkçe sözlü müzik de yapmayı istiyoruz.
Klibiniz bir pandemi üretimi bu konuda nasıl bir yol izlediniz?
İkimiz Dubai’de ikimiz İstanbul’da yaşıyoruz. Bu durumdan dolayı fiziksel olarak pek sık bir araya gelemiyoruz. Bir de bütün dünyayı etkileyen pandemiyi göz önüne alınca bir araya gelip klip çalışması yapamayacağımızı fark ettik. Bundan dolayı farklı bir yol izlemeye karar verdik. Aslında bu yol aynı zamanda pandemi sürecindeki sanatsal üretim yapan insanları desteklemeyi de içeren bir yoldu. İnternet üzerinden bir site aracılığıyla Rus bir çift ile iletişime geçtik. Kendileri zaten müzik klipleri üretiyorlardı. Şarkımızı onlara gönderdik ve üzerine ortak bir çalışma yapmak istediğimizi söyledik. Onlar da şarkıyı sevdiler ve şarkının hikayesini daha soyut yoldan anlatan bu klip ortaya çıkmış oldu. Pandemi dolasıyla başvurduğumuz bu ortak üretim yolu bizi gerçekten mutlu etti.
Pandemi öncesi ve sonrası müzik üretiminizde nasıl bir değişiklik oldu?
Daha önce de bahsettiğimiz gibi ayrı ülkelerde yaşamamızdan dolayı açıkcası üretim anlamında bizim için fiziksel olarak çok fark yaratmadı. Ancak ilginç bir şekilde üretimimizi tetikleyen de bir süreç oldu. Pandemi sürecinin başlarında yeni normal hayatımıza adapte olmadan önce biz de herkes gibi evde çokça vakit geçiriyorduk. Bu vakti faydalı bir sürece dönüştürmek adına aklımıza ilk gelen şey tabii ki üretmek oldu. ‘Maze‘ 2017 yılında ilk defa kaydettiğimiz bir şarkımızdı o dönem tamamlayamadığımız mix-mastering ve bazı kayıt süreçlerini, pandemide tamamlama fırsatı bulduk. Bu da bizi şu an sizlerle paylaşabildiğimiz ‘Maze‘ son ürününe ulaştırdı. Her ne kadar eski bir beste de olsa klip ve şarkının son hallerini almaları pandemi sürecinde gerçekleşti. O yüzden ‘Maze’ için bir pandemi üretimi diyebiliriz.