A password will be e-mailed to you.

İstanbul Bienali kapsamında T24’te “komşuluk” üzerine yazılar devam ediyor. Rober Koptaş, bu tema üzerine yazdığı yazıda Nubar Terziyan’dan Hayko Cepkin’e “İyi Komşu: Ermeni” adlı bir belgesel çekse kullanacağı hazin mi hazin Ermeni-Türk komşuluk hikayelerine yer verdi.

“Nubar Terziyan’ın iyilik meleği olmaktan başka çaresi var mıydı?”

“Ortak belleğimizde yücegönüllülüğün, saflığın, iyi olan ne varsa onun simgesi olan Nubar Terziyan’ın, Yeşilçam gibi bir kurtlar sofrasında hayatta kalabilmek için bir iyilik meleği olmaktan başka çaresi var mıydı sizce?

Ve fakat nostaljik bir burun direği sızlaması eşliğinde gülümseyerek karşıladığımız cenaze namazında saf tutan gayrimüslim tiplemesi gerçek hayatta o kadar da hoşgörüyle karşılanmıyor tabii. Yakın dostu Ayhan Işık’ın ardından verdiği sevgi dolu cenaze ilanına “Nubar Amcan” diye imza atan Terziyan’a karşılık, Işık’ın ailesi, “Görülen lüzum üzerine” yayımladıkları bir karşı-ilanla “sevgili varlıkları” Ayhan Işık’ın “Amcan Nubar Terziyan diye çıkan ilanla hiçbir ilişkisi olmadığını” açıklama ihtiyacı duyuyordu misal. Ne kadar gaddarca ve de öte dünyadaki Ayhan Işık’ı kim bilir hangi derin utançlara gark ederek…”

“Sami Hazinses hayatı boyunca Ermeni olduğunu sakladı gerçek soyadı Uluç’tu”

“Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni’ndeki cenaze sahnesinde hepi topu altı kişilik safta duranlardan biri ise, ne gariptir ki, hayatı boyunca Ermeni olduğunu gizlemek zorunda kalarak tıpkı filmdeki gibi boyunu çok aşan ağır bir yükü sırtlanmak zorunda kalan Sami Hazinses’ti (Samuel Uluç). İşte, utanç ve keder duymak için bir neden daha bize.”

“Hayko Cepkin bile ilk albümünde komşular rahatsız olmasın diye masanın altında kaydetti”

“Türkiyeli Ermeniler arasında kendini ifade edebilme anlamında belki de en cesur figür olan, sağın solun kendisi hakkında ne diyeceğini en kafaya takmaz görünen Hayko Cepkin’in bile, ilk albümünde şarkıları Kurtuluş’taki evinde komşular rahatsız olmasın diye masanın altında, şarkı sözlerini adeta fısıldayarak kaydetmesi, alameti farikası olan brutal vokali hiç kullanmaması, o yüzden albümün onun gerçek soundundan çok farklı bir yerde durması ilginç değil mi?

Cepkin’in Sakin Olmam Lazım adını koyduğu albümün kapağında, çıldırmanın kıyısında sakin kalmaya çalışarak gözümüzün içine bakması da mı bir şey söylemiyor? Size söylemiyor olabilir, ama ben muhayyel İyi Komşu: Ermeni adlı belgesel çalışmamda bu albümü soundtrack olarak kullanmayı düşünüyorum.”

1915’te ölen Ermenilerin evlerine komşuları el koydu geri önenlerden kira aldı

“1915’te pek çok Ermeni aile, evlerini barklarını, kimi zaman çocuklarını komşularına bırakarak çıktı ölüm yolculuğuna. Pek azı geri dönebildi. Pek çok örnekte, bütün varlıklarını emanet ettikleri komşuları emanete hıyanet etmiş, mallarını mülklerini gasp etmişti. Yola çıkmadan önce sahibi oldukları evlerde dönüşte ancak kiracı olarak oturabilen aileler biliyorum. Komşuları evlerine el koymuş, sonra da illa evlerinde yaşamak istiyorlarsa, o halde kira ödemek zorunda olduklarını kibarca bildirmişlerdi. Bu insanlar komşu muydu? Komşuydu işte.

Lafı fazla uzattım, farkındayım. Başta söylediğimi bir de sonda söyleyerek bağlayacağım. İyi komşu diye bir şey yoktur. Eğer adalet yoksa, iyisini bir kenara bırakın, komşu dahi yoktur. Vardıysa bile, çoktan yandı bitti, kül oldu.”

Yazının orjinali için:

http://t24.com.tr/yazarlar/komsu/yandi-bitti-kul-oldu,16930

Daha fazla yazı yok
2024-05-05 18:51:47