A password will be e-mailed to you.

Ayşegül Sönmez, Sarajevo’da ünlü müzisyen Dino Merlin’le konuşuyor. Yeni albüm hazırlığındaki Merlin, kuşatma günlerine ait bir anısını anlatıyor. Fotoğraflar: Cem Yardımcı

 

O kadar çok şarkısı ezbere biliniyor ki… Belki de Bosna deyince akla ilk onun ismi geliyor…

Belgesel gösterimi sırasında ne zaman onun şarkısı çalsa, Yunus Emre Kültür merkezinin film salonunu dolduran izleyiciler de onunla birlikte söylediler. O, Dino Merlin.

Kanetti’nin Bosna’sı filmi için şarkılarını özel olarak verdi.

Şu sıralar bütün Sarajevo, Merlin’in yeni bir albüm hazırlığı içinde olduğunu biliyor. Altı yıl sonra yeni bir albüm.

‘Bu kez çok politik bir albüm. Politikacılara kafa tutan bir albüm.’

Dino Merlin, öyle tanımlıyor yeni albümünü.

Ser veriyor, sır vermiyor.

Albümün ismini saklıyor.

Zaten günlerden Salı. Salı günlerini sevmiyor.

Yine de stüdyodan çıkıp bizimle buluşmaya geliyor.

Son derece spor kıyafeti, iç açıcı gülümsemesi ve büyük içtenliğiyle…

Hemen oğlundan bahsediyor.

Onun Boğaziçi Üniversitesi’nde İşletme okuduğundan.

Orada okuyacak Türkçe’yi Sarajevo’da Yunus Emre kültür merkezi kurslarında öğrenmiş. Bir baba olarak oğlunun çoktan onu geçtiğini söylüyor.

Ben de bunun bir erdem olduğunu düşündüğümü belirtiyorum.

‘Bir baba oğluyla yarışmamalı’, diyerek…

Dino Merlin, son albümünün ismini vermiyor ama albümde iki şarkıda çalıştığı ve hayranı olduğu müzisyenin ismini hemen söylüyor:

Hüsnü Şenlendirici.

"Klarnetin Miles Davis"i dediği Şenlendirici’yi bir caz festivalinde Sarajevo’da verdiği Taksim Trio konserinde dinlemiş. İlk duyduğu andan itibaren yarım saat ağlamış.

Derken söz Kanetti’nin Bosna’sı filminin kahramanlarından ünlü tiyatro yönetmeni Hasip Pasoviç’e geliyor.

Hamlet’i bir Osmanlı şehzadesi gibi yorumladığı oyunuyla tüm Avrupa’da tanınan ünlü tiyatro yönetmeni Pasovic, Merlin’in hazırlanmakta olduğu dünya turnesinin sahne yönetmeni. Merlin, "şarkılar hariç her şeye o karışıyor" diyor Pasovic icin.

Ve onunla yaşadığı Hollywood filmlerini aratmayan anısını anlatmaya koyuluyor:

“Erovizyon şarkı yarışmasına gitmem gerekiyor. Şarkım yarışacak. Yıl 1992. Sarajevo kuşatma altında. Kaçmam için iki koruma veriliyor. Mümkün değil korumalarla aydınlatılan sınırdan geçmem. Onları bırakıyorum. Bir zikzak çizmem gerekiyor. Karanlıkta kalan bir zikzak. Derin bir nefes alıp bu yolu kat ederken Hasip’i gördüm. Karşıdan geliyordu. İki çuval kitabı sırtlanmış. Hızla merhabalaştık. Herkes bir yolunu bulup Sarajevo’dan kaçmaya çalışırken o Londra’dan Sarajevo’ya dönüyordu. Bunu hep hatırladım. Hiç unutmadım. Unutmadıkça anladım. Ve Hasip’i ayrı bir yere koydum. Dünya turnesine çıkarken ondan başka kimse olamazdı yanımda…”

O Erovizyon’la ilgili anıları bu kadar değil Merlin’in.

Bosna-Hersek’in Hırvatistan’a verdiği 12 puan ve onların Bosna-Hersek’e verdiği 0 puan gibi. Üstelik Hırvatistan’ın en sevilen müzik albümlerinin sanatçısı olduğu halde…

Haziran’ın 27’sinde Birinci Dünya Savaşı’nı başlangıcı olarak düşünülen Macaristan Arşidükü’nün vurulduğu köprüde sahneye çıkacak.

Eylül sonunda da sürpriz bir konser için İstanbul’a gelebilir.

Çok da  iyi olur.

(Yarın General’i ziyaret)

 

Daha fazla yazı yok
2024-05-08 23:46:34