A password will be e-mailed to you.

 

Sanatatak genel yayın yönetmeni Ayşegül Sönmez, Milliyet Sanat dergisinin Kasım sayısı için Meşher’de, Çiğdem Simavi hamiliğinde, Ünlü and co sponsorluğunda, Galeri Nev Ankara’nın sahibesi Deniz Artun’un küratörlüğünde açılan Ben Sen Onlar sergisiyle ilgili yazdığı eleştiri yazısında sergiyi seçkin bir mezarlığa benzeterek serginin izleyiciyi “ölüm gibi bir sabit, değişmezle” adeta imtihan ettiğini ifade etti. Sergiyi izlerken öldüğünü öğrendiği değerli dostları Melike Kurtiç, Şükran Aziz ve Gencay Kasapçı’yı derin üzüntüyle anan Sönmez’in yazısından yaptığımız alıntıyı Milliyet Sanat’ın izniyle yayınlıyoruz. Yazının tamamına Milliyet Sanat’ın Kasım sayısından ulaşabilirsiniz.

 

Ben Sen Onlar sergisi, sadece yaşamayan kadınlardan yaptığı seçkiyle seçkin bir “mezarlığa” benziyor.
Özenle, özveriyle düzenlenmiş, çiceği bol, saygıda kusur etmeyen, yas tutmak isteyene fırsat veren bir mezarlık.
Ancak ne kültürün, ne sanat tarihinin ne de tarihin hakkını teslim etmediği, bir resim heykel müzemiz olamadığı için tadını çıkaramadığımız modern dönemimizin kadın sanatçıları modern sonrası kadın sanatçılarla birlikte derlenirken, akademikle otodidaktı, ‘yabancıyla Türk’ü’ kucaklayan bu kuralsız yapıda peki bu sabit kurala ne demeliyiz? Yani sergide yer alan kadın sanatçıların ortak özelliğinin “yaşamamaları” olmasına ne demeliyiz?

Neşe Aybey, Manolyalı Kız

Böyle bir ‘antoloji’ girişimi her antoloji gibi dışladıklarıyla da tartışılır ancak burada dışlananların yaşıyor olması serginin arzuladığı o alternatif tarihlere imkan vermeyi ne kadar mümkün kılıyor?

Linda Nochlin’in o meşhur makalesinin başlığında sorduğu gibi niye büyük sanatçı yoktur sorusuna nasıl bir yanıttır bu kriterle yapılmış bir antoloji?

Ölüm gibi bir sabit, değişmezle, sıradan izleyici benim gibi profesyoneli de dahil nasıl baş edebilir?
Linda Nochlin’in o meşhur makalesinin başlığında sorduğu gibi niye büyük sanatçı yoktur sorusuna nasıl bir yanıttır bu kriterle yapılmış bir antoloji?

Zamanlar, sanatçılar, kullandıkları dil, konuştukları dil arasında hiçbir kriter göz etmeyen bu zemin, iddia ettiği gibi nasıl “çizgisel bir sanat tarihinin alternatifi” olabilir?

Serginin küratörü Deniz Artun

Müzayedeevlerinin bile çağdaş sanatı modernden ayırmak için kullandıkları 1945’ten sonra doğmuş olanlar kriterini artık rafa kaldırdıklarını zaten amacın doğum ölüm tarihleri değil, pratiği sadece gösterme ve (tabii üretimi görünür kılmak da değerli ) bu pratiğe dair yeni bakış açıları, bu üretime dair bir değerlendirme yaparak bir kurgu yapmak değil mi asıl mesele?

Sadece görünmeleri yeterli değil. Kimsesiz bir şimdi’de tarih’siz kılınmamaları da gerekiyor.

Semiha Eş’in kamusal bir alanda önünden insanlar geçerken çektiği çıplak heykel fotoğrafına sergi yapımcıları tarafından özellikle düşürülen Zerrin Bölükbaşı heykelinin gölgesi gibi şıklık peşinde miyiz? Bu gölge, uluslararası bir sanat fuarının Masters yani modern ustalara ayrılmış bölümü için tasarlanmış bir stand keyfiliğinin muğlaklığının gölgesi değil mi aynı zamanda?
Onlar duvarında kimsesizleşen yanyana getirildiklerinde isimsizleşme tehlikesi taşıyan tüm yaşamayan kadın sanatçılar, sadece görünür olmaktan ötesini çoktan hak ediyorlar.
Belki bu sergi sayesinde, onları sergilerken onları tekrar tanır tanıtırken fark ettiğim önemli riskleri önümüze seriyorlar.
Sadece görünmeleri yeterli değil.
Kimsesiz bir şimdi’de tarih’siz kılınmamaları da gerekiyor.
Tarihleriyle birlikte o duvarlarda bu yüzyılı nasıl paylaşmayı seçtiklerine dair hikayeleriyle birlikte varolmayı aslına bakarsanız sadece karanlık bir odada şık bir imge olmayı değil, ölü dahi olsalar yaşamayı hak ediyorlar.

Şükran Aziz, Ben Sen Onlar, 1993-1996

İzleyiciye sağlanan tek kesin bilginin bu kadın sanatçıların artık yaşamadığı olduğu sürece değişmeyen tek sabit olan ölümün birleştirdiği bu sergideki herkes, kendisinden çok imgesiyle
birer “fetiş nesne”si olarak algılanma riskini taşıyor.

Kritik bir bütünlük göstermeyen düşünce dışıbir süreç riski bu. İzleyiciye herhangi bir konum örgütlemeyen, bakmayı yücelten bir sergi tecrübesi ihtimaline karşı bize dışarıdaki onlarca kadın sanatçıyla birlikte uyarıda bulunuyorlar.

Daha fazla yazı yok
2024-05-06 16:21:02