A password will be e-mailed to you.

 

Charlie dergisi katliamı tekrar gündeme islamiyetteki suret yasağı tartışmalarını getirdi. Zeynep Sayın’a bir kez daha kulak vermekte fayda olabilir: "Peygamber suretleri gani gani var yoksa… Sadece Şia’da değil, Osmanlı’da, Emevilerden başlayarak her yerde, her çağda."

 

Bu bir tercihdir. Bu tercihin arkasında ontolojik anlayışı olan bir zemin var. Allah’ın hilkatten önce üzerinde boşluk, altında boşluk bulunan, amâ denen koyu bir bulutta olduğunu söyleyen bir hadis-i şerif var.
Tıpkı insanın nefesinde sözlerin şekil kazanması gibi, Allah, bu bulutun içinden nefesiyle, Kün emriyle bütün evreni üflüyor. Nefesu’r-rahman. Dolayısıyla evreninin bizatihi kendisi harflerden oluşuyor.
 Evrenin harflerden, Tanrı’nın soluğuyla oluşması bana harikulade geliyor. Harfler Tanrı’nın soluğuna sahip. Böyle bakınca bu harfleri birer Çin ideogramı gibi aynı anda okunmak ve bakmak için yapılmış olan canlı varlıklar olduğunu görüyoruz. Aynen Tao Te Ching’in yazdığı gibi.
Chi enerjisi, gibi… Reiki’nin ki’si gibi… “

 

Harfler, evreni canlandırma yetisine sahip olan enerji düğümleri, potansiyellikleri.
Dolayısıyla suret yasağı hurafesinin yanısıra İslamiyette yaratıcılık da yasaktır da bir hurafe. Harflerin, hilyelerde ya da yazı resimlerde bir araya gelmesi, ontolojik bir tasavvurdan kaynaklanan bir şey. Suret yasağından değil.

 

Suret yasağı diye bir şey yok. Olsaydı, Hz. Muhammed’in peçesiz tavsirlerinden başlayarak geriye kalan bütün kutsal kişilerin görselleri olmazdı. Siyer-i nebiler, miraç tavsirleri olmazdı. Hilye, suretin yokluğundan değil, harfin yaratıcılığından kaynaklanıyor. Peygamber suretleri gani gani var yoksa…
Sadece Şia’da değil, Osmanlı’da, Emeviler’den başlayarak her yerde, her çağda…

 

Hilye-i Şerif ise peygamberin güzel niteliklerini betimlerken ontolojik bir tasavvurdan hareket ediyor.
 Hilye-i şerif bir imge ve iki şey üzerine kurulu. Figüratif bir değer olan harf, bakmak ve aynı zamanda okunmak için. Ama harfler bir araya gelip figürasyona dönüştüğünde, kim ne derse desin bütün bu hilye-i şerifler sonuçta plastik değerler olarak kaligrama özgü bir çelişkiden solup alıp veriyorlar: Okundukları anda bakılamıyorlar, bakıldıkları anda okunamıyorlar. 

 

 

(Milliyet, 10.02.2013 tarihli Ayşegül Sönmez söyleşisinden alınmıştır.)

Daha fazla yazı yok
2024-05-08 20:16:43