A password will be e-mailed to you.

Almanya’da yaşanan neo-Nazi kaynaklı bir cinayet soruşturmasının Documenta 14 kapsamında sergilenen analizi “sanat”ın sınırlarını bir kez daha sorgulamaya davet ediyor.

Documenta 14’ün merakla beklenen Kassel ayağı 7 Haziran günü basına tanıtıldı. Küratör Adam Szymczyk ve ekibinin ataerkillik, sömürgeciliğin karanlık mirasları ve her türden ötekileşmenin, tercihen kapitalizmle birlikte ortadan kaldırılmasını savunan fikirleri de. Bunu on milyonlarca dolar bütçeyle yapsalar bile bu fikirlere katılmamak mümkün değil. Bu konsept dahilinde insanlığın içinde bulunduğu büyük çaresizliği en iyi yansıtan çalışma ise Königsplatz yakınlarındaki Neue Neue Galerie’de sergileniyor: Londra merkezli araştırma ekibi Forensic Architecture’ın yürüttüğü cinayet soruşturmasının sonuçları

21 yaşındaki Türk kökenli Halil Yozgat’ın öldürülmesi, 2000-2011 arasında neo-Nazi bir terör örgütü tarafından işlenen cinayetlerin dokuzuncusu. 6 Nisan 2006’da işlenen cinayetin ardından Yozgat’ın yakınları ve ırkçı cinayetlere karşı insanlar Society of Friends of Halit adlı bir grup kurmuş, Forensic Architecture’ı da cinayet sonrası sürece dahil etmiş.

Almanya’da yaşanan cinayeti (Fatih Akın son filminde bu olaydan yola çıktığını açıklamıştı) daha da korkunç kılan zaten adaletin yerini bulmaması. Terörist grup NSU’da içinde gizlenen Alman milli istihbarat ajanı Andreas Temme, o tarihlerde NSU’da olmasına rağmen cinayeti duyduğunu ve gördüğünü mahkemede kabul etmemiş. Forensic Architecture’ın soruşturmaya katılmasıyla birlikte “77sqm_9:26min (2017)” adlı video kanıt ajanın ifadesinde yalan söylediğini ortaya çıkarmış.

Yeni bir sanat formu?

Santa asırlardır gerçeği ve arkasındaki karmaşık yapıyı sorgularken Ayşe Güleç (The Society of Friends of Halit) ile Eyal Weizman ve Christina Varvia (Forensic Architecture) bu kanıtı Documenta 14 Kassel ayağında yeni bir sanat formu olarak sunuyor. Aradan geçen 11 yıla rağmen hâlâ çözülmeyen/çözülemeyen bu cinayet sırasında ne tam olarak nelerin yaşandığını biliyoruz, ne de soruşturmanın Alman devleti tarafından neden durdurulduğunu. Buradaki daha büyük eksiklik ise soruşturmayı durdurma kararı veren hakimin kararına kamuoyunun vermediği tepki…

Ortada birçok iddia ve ipucu varken NSU’yu 2011’e kadar ortaya çıkarmayan Alman polisinin yanında, Alman medyasında bu ırkçı cinayetlerin “Kebap Cinayetleri” adıyla duyurulması bile bu tepkinin azlığının nedenleri arasında. Umutsa kanıtta, Leonard Cohen’ın Anthem’de dediği gibi “Her şeyde bir çatlak vardır ve ışık o sayede içeri girer”, 77sqm_9:26min (2017) de bu adaletsiz soruşturmanın çatlağı olacak belki.

 

İlgili Haber

Fatih Akın’dan kayıp ve matem üzerine bir film

Daha fazla yazı yok
2024-05-06 16:45:23