A password will be e-mailed to you.

Sylvester Stallone, namı değer John Rambo, namı değer Rocky Balboa bu günlerde Fransa’da   “Gerçek Aşk: Resimler 1975 – 2015” ismiyle Nice Müzesi Çağdaş Galeride 40 yıl boyunca yaptığı resimleri sergiliyor. 

 

Hollywood’un dünyaca ünlü aktörü, senaristi ve yönetmeni Stallone, bu kez de ressamlığını sergilemek istiyor. Yarattığı modern mitolojik kahramanlarla Amerikan milliyetçiliğini popüler kültürün bir parçası haline getirmekte başarılı olmuş olsa da eğer seçebilme şansım olsaydı macera filmlerinin starı olmak yerine hayatımı resim ve heykel yaparak geçirmek isterdim demiş. Haklı aslında. Böylesine kötü bir oyunculuğun ve yavan senaristliğin yerine keşke bir tek resim ve heykel ile uğraşıp popüler kültürün yavanlaştıran pratiğini alt ederek daha derin bir şeyler yapabilme şansı olsaydı. Çünkü para kazanma arzusu, popüler kültürün isteklerine cevap verme kaygısı ve sanat yapma niyeti bir araya geldiğinde ortaya çıkan işlerin değeri kuşku götürüyor. Kolay tüketilebilmeye odaklanmış bu ürünlerde derinlik seyrekleşip yerini çiğ bir dramaturgi ile abartıların popülizmine bırakıyor. Türkiye sinema ve televizyonlarında da bunun birçok örnekleri var.

Resimleri sanat dünyasında her ne kadar çığır açacak ürünler olmasa da kendisinit akdir ediyor ve gerçek aşkım dediği resimlerinin sergisi üzerine vermiş olduğu kısa bir röportajı paylaşmak istiyoruz: 

 

 

“Gerçek Aşk” başlığı sizin için ne ifade ediyor ve sizin resim pratiğiniz hakkında neleri ortaya koyuyor? 

Sanat erken bir yaşta sevmeye başladığım bir şey, böyle de devam ettim; hatta belki bu gün sanat hakkındaki hislerim daha bile güçlüdür. Yaptığım her resmin kişisel olarak Aşk denen şeyle bağlantılı olduğunu hissediyorum. 

 

Sergideki çalışmalar Rocky’nin piyasaya sürülmesinden bir yıl önce yani 1975 yılında başlayıp 40 yıla dayanan bir zaman diliminde ürettiklerinizi kapsıyor. Resim pratiğiniz film kariyerinizle birlikte nasıl bir gelişim izledi, bu ikisi birbirlerini nasıl etkiledi? 

Filmler kesinlikle -sinemasal yönden- dünyayı algılama biçimimi etkiledi. Resimlerin kendileri ise çok erken yaşlarda başlayıp birkaç sene önce zirvesine varan bir hareketin özü oldular. Şimdi ise sanat daha bilinçli hatta daha sinirsel olduğunu söylemem gereken bütünüyle farklı bir ifade biçimini aldı. 

 

Resimlerinizde Warhol, Basquiat ve Schnabel etkileri görünüyor. Bu sanatçılardan etkilendiniz mi? Daha başka hangi sanatçılardan etkilendiniz? 

Kesinlikle hepsinden etkilendim, onlar öncüydüler. Ben özellikle Alman dışavurumculuğunu ve büyük Rus sanatçı Maleviç’i severim. 

 

Sizin resimleriniz güçlü, enerjik ve yüksek seviyede dışavurumcu olarak tarif edilebilir. Renk seçimlerinizle, boyama tarzınızla, konularınızla neyi iletmeyi ve ifade etmeyi amaçlıyorsunuz? 

Ben o an içinde bulunduğum ruh halimi yansıtmaya çalışıyorum, renkleri uygularken özellikle.  

 

Resimlerinizde keşfettiğiniz ana temalar ve kavramlar nelerdir ve konu seçiminizde ilhamınızı nereden alıyorsunuz? Eserleriniz ne boyutta otobiyografik? 

İlk başlarda zamanın ve hareketin sanatçının ruhu üzerindeki etkileriyle fazlasıyla ilgiliydim. Resimlerim sıklıkla otobiyografiktir. 

 

Zaman içinde resim pratiğiniz nasıl gelişip olgunlaştı? 

Sanıyorum gittikçe daha az sanrılı ve daha çok müstehcen bir hal aldı. 

 

Kaynak: http://enfr.blouinartinfo.com/

Daha fazla yazı yok
2024-05-05 05:45:50